#smrgKİTABEVİ Doğu Ekspresi -
John Dos Passos, Doğu Ekspresi'nde 1920'lerin başında Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu'ya seyahatlerinde karşılaştığı görüntüleri, sesleri ve kokuları titiz bir edebiyatçı dikkatiyle anlatıyor. Tiflis'ten Erivan'a, Kazvin'den Şam'a uzanan yolculuğunda en sıradan görünen manzaralara usta bir ressam gibi renk ve anlam katıyor. Suriye Çölü'nü aşan, Kafkaslar'ı tırmanan, Britanya'nın denetiminde yeni bir Irak'ın kuruluşuna tanıklık eden Dos Passos, Doğu'nun dertleri ve güzelliklerine aynı anda dikkat kesilirken Doğu Ekspresi keyif verici bir seyahat anlatısına dönüşüyor. 20. yüzyıl başında Batı'da benzerine az rastlanır cinsten bir Doğu seyahatnamesi.
“Dos Passos'un dünyası, tıpkı Kafka'nın Faulkner'ın ve Stendhal'ınki gibi imkânsız bir dünya: çelişkilerle dolu. Ama güzellik, tam da çelişkide gizlidir; örtük bir çelişkidir. Dos Passos'un zamanımızın en büyük yazarlarından biri olduğunu düşünüyorum.” - Jean Paul Sartre
YAZAR John Dos Passos 14 Ocak 1896'da Chicago'da doğdu. Ünlü ve varlıklı bir avukat olan babası, iyi bir eğitim almasını istedi. Çocukluk yıllarını annesiyle Avrupa'yı dolaşarak ve babasını otellerde görerek geçirdi. Bu yüzden kendisini “otel çocuğu” deyimiyle ifade etti. 1916'da Harvard Üniversitesi'ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılması hayat görüşünü değiştirdi. Savaşta sağlık örgütünde görev yaptı. 1919'da One Man's Initiation (Bir İnsanın Yaşama Atılışı) ve 1921'de Üç Savaşçı romanlarıyla savaş izlenimlerini yansıttı. Ona göre savaş, bir hayal uğruna gencecik insanların bedenlerini kurban etmesiydi; yapıtlarında anti-militarist görüşlerini dile getirdi. 1925'te yayımlanan epik romanı Manhattan Transfer'de “kamera gözü” denilen tekniği geliştirdi. Bu yöntemle şehir hayatını kuşbakışı betimledi ve New York'un çeşitli sınıf ve tabakalarından gelen insanların yaşamlarından kesitler vererek büyük bir yazar olduğunu gösterdi.
Asıl büyük ustalığını ise A.B.D üçlemesi olarak geçen 42. Enlem (1930), 1919 (1932) ve Büyük Para (1936) adlı yapıtlarıyla gösterdi. İki dünya savaşı arasında Amerikan toplumunu gözlemleyerek romanlarında toplumsal adaletsizliğin yarattığı eşitsizlikler üzerinde durdu. 1930'lardaki Amerika'yı hemen hemen aynı konular etrafında işlediği Adventures of a Young Man (Bir Gencin Serüvenleri, 1939), Number One (Birinci, 1943) ve The Great Design (Büyük Tasarı, 1949) romanlarından meydana gelen yeni üçlemesi aynı derecede başarılı olamadı. Dos Passos'un son yapıtları içinde en önemlileri The Men Who Made the Nation (Milleti Millet Yapan Adamlar, 1957) ve The Head and Heart of Thomas Jefferson'dır (Thomas Jefferson'un Kafası ve Yüreği, 1954). Dos Passos, resimle de ilgilenerek izlenimcilik, dışavurumculuk ve kübizm akımlarından etkilenmiştir.
Romanlarının yanında gazetecilik, biyografi ve tarihe ilişkin yapıtlarla beraber öykü, şiir, deneme, oyun ve seyahatname türünde yapıtlar bırakmıştır. Doğu Ekspresi (1927) ve Rosinante to the Road Again (Rosinante Yine Yollarda, 1922) en çok okunan seyahatname metinleridir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki “yitik kuşak”ın en önemli yazarlarından biri olan Passos, 14 Eylül 1970'te Baltimore'da hayatını kaybetti.
John Dos Passos, Doğu Ekspresi'nde 1920'lerin başında Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu'ya seyahatlerinde karşılaştığı görüntüleri, sesleri ve kokuları titiz bir edebiyatçı dikkatiyle anlatıyor. Tiflis'ten Erivan'a, Kazvin'den Şam'a uzanan yolculuğunda en sıradan görünen manzaralara usta bir ressam gibi renk ve anlam katıyor. Suriye Çölü'nü aşan, Kafkaslar'ı tırmanan, Britanya'nın denetiminde yeni bir Irak'ın kuruluşuna tanıklık eden Dos Passos, Doğu'nun dertleri ve güzelliklerine aynı anda dikkat kesilirken Doğu Ekspresi keyif verici bir seyahat anlatısına dönüşüyor. 20. yüzyıl başında Batı'da benzerine az rastlanır cinsten bir Doğu seyahatnamesi.
“Dos Passos'un dünyası, tıpkı Kafka'nın Faulkner'ın ve Stendhal'ınki gibi imkânsız bir dünya: çelişkilerle dolu. Ama güzellik, tam da çelişkide gizlidir; örtük bir çelişkidir. Dos Passos'un zamanımızın en büyük yazarlarından biri olduğunu düşünüyorum.” - Jean Paul Sartre
YAZAR John Dos Passos 14 Ocak 1896'da Chicago'da doğdu. Ünlü ve varlıklı bir avukat olan babası, iyi bir eğitim almasını istedi. Çocukluk yıllarını annesiyle Avrupa'yı dolaşarak ve babasını otellerde görerek geçirdi. Bu yüzden kendisini “otel çocuğu” deyimiyle ifade etti. 1916'da Harvard Üniversitesi'ni bitirdi. Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılması hayat görüşünü değiştirdi. Savaşta sağlık örgütünde görev yaptı. 1919'da One Man's Initiation (Bir İnsanın Yaşama Atılışı) ve 1921'de Üç Savaşçı romanlarıyla savaş izlenimlerini yansıttı. Ona göre savaş, bir hayal uğruna gencecik insanların bedenlerini kurban etmesiydi; yapıtlarında anti-militarist görüşlerini dile getirdi. 1925'te yayımlanan epik romanı Manhattan Transfer'de “kamera gözü” denilen tekniği geliştirdi. Bu yöntemle şehir hayatını kuşbakışı betimledi ve New York'un çeşitli sınıf ve tabakalarından gelen insanların yaşamlarından kesitler vererek büyük bir yazar olduğunu gösterdi.
Asıl büyük ustalığını ise A.B.D üçlemesi olarak geçen 42. Enlem (1930), 1919 (1932) ve Büyük Para (1936) adlı yapıtlarıyla gösterdi. İki dünya savaşı arasında Amerikan toplumunu gözlemleyerek romanlarında toplumsal adaletsizliğin yarattığı eşitsizlikler üzerinde durdu. 1930'lardaki Amerika'yı hemen hemen aynı konular etrafında işlediği Adventures of a Young Man (Bir Gencin Serüvenleri, 1939), Number One (Birinci, 1943) ve The Great Design (Büyük Tasarı, 1949) romanlarından meydana gelen yeni üçlemesi aynı derecede başarılı olamadı. Dos Passos'un son yapıtları içinde en önemlileri The Men Who Made the Nation (Milleti Millet Yapan Adamlar, 1957) ve The Head and Heart of Thomas Jefferson'dır (Thomas Jefferson'un Kafası ve Yüreği, 1954). Dos Passos, resimle de ilgilenerek izlenimcilik, dışavurumculuk ve kübizm akımlarından etkilenmiştir.
Romanlarının yanında gazetecilik, biyografi ve tarihe ilişkin yapıtlarla beraber öykü, şiir, deneme, oyun ve seyahatname türünde yapıtlar bırakmıştır. Doğu Ekspresi (1927) ve Rosinante to the Road Again (Rosinante Yine Yollarda, 1922) en çok okunan seyahatname metinleridir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonraki “yitik kuşak”ın en önemli yazarlarından biri olan Passos, 14 Eylül 1970'te Baltimore'da hayatını kaybetti.