#smrgKİTABEVİ Duino Ağıtları - 2024
Editör:
Levent Alarslan
Kapak Tasarım:
Hamdi Akçay
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Melisa Matbaacılık
Dizi Adı:
Dünya Edebiyatı 354
ISBN-10:
6253692094
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
120
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Cem Yavuz
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
83,75
Havale/EFT ile:
81,24
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199227809
614549
https://www.simurgkitabevi.com/duino-agitlari-2024
Duino Ağıtları - 2024 #smrgKİTABEVİ
83.75
1912 kışında Adriyatik Denizi yakınlarındaki Duino Şatosu'nda misafir olan Rilke, bir sabah, denize inen sarp kayalıklar boyunca dar bir patikayla kalenin eteklerine bağlanan burçlara tırmanırken birden durdu; şiddetli rüzgârın soluğundan türeyen bir ses, âdeta bir melek ona sesleniyordu: “Kim duyardı haykırsaydım, beni melekler / makamından? Hatta içlerinden biri tutup aniden / alıverseydi beni kalbine, tükenip giderdim onun o / müthiş Özgüvarlığında ben.”
Derhal hep yanında taşıdığı not defterini çıkardı ve sanki dikte ediliyormuşçasına gelen bu dizeleri kaydetti. 1915'in sonlarına doğru Duino Ağıtları'nın üçü bitmişti; ancak I. Dünya Savaşı'nın doğurduğu ruhsal çalkantı, Rilke'nin Ağıtlar'la olan mesaisini kesintiye uğrattı. Ömrünün son yıllarını İsviçre'nin Valais Kantonu'nda geçiren şairin burada, Muzot Şatosu'ndaki çileli inzivası, Şubat 1922'de Duino Ağıtları ve Orpheus'a Soneler'in tamamlanmasıyla taçlandı.
“Şairler Ulusu”nun sesi Türkçede “şimdi” yankılanıyor:
“Geçicilik her yerde derin bir oluşun içine dalar. Bize düşen bu fani dünyayı, acısı ve tutkusuyla içimize olabildiğince derin bir biçimde nakşetmektir; öyle ki cevheri içimizde ‘görünmezce' yeniden varlığa kavuşabilsin. Ağıtlar, elle tutulur ve görünür güzelim âlemin durmaksızın, evrenin titreşen kürelerine yeni titreşim frekansları ekleyen doğamızın görünmez titreşimlerine ve çalkantılarına dönüştürülmesi çabasıdır.”
Derhal hep yanında taşıdığı not defterini çıkardı ve sanki dikte ediliyormuşçasına gelen bu dizeleri kaydetti. 1915'in sonlarına doğru Duino Ağıtları'nın üçü bitmişti; ancak I. Dünya Savaşı'nın doğurduğu ruhsal çalkantı, Rilke'nin Ağıtlar'la olan mesaisini kesintiye uğrattı. Ömrünün son yıllarını İsviçre'nin Valais Kantonu'nda geçiren şairin burada, Muzot Şatosu'ndaki çileli inzivası, Şubat 1922'de Duino Ağıtları ve Orpheus'a Soneler'in tamamlanmasıyla taçlandı.
“Şairler Ulusu”nun sesi Türkçede “şimdi” yankılanıyor:
“Geçicilik her yerde derin bir oluşun içine dalar. Bize düşen bu fani dünyayı, acısı ve tutkusuyla içimize olabildiğince derin bir biçimde nakşetmektir; öyle ki cevheri içimizde ‘görünmezce' yeniden varlığa kavuşabilsin. Ağıtlar, elle tutulur ve görünür güzelim âlemin durmaksızın, evrenin titreşen kürelerine yeni titreşim frekansları ekleyen doğamızın görünmez titreşimlerine ve çalkantılarına dönüştürülmesi çabasıdır.”
1912 kışında Adriyatik Denizi yakınlarındaki Duino Şatosu'nda misafir olan Rilke, bir sabah, denize inen sarp kayalıklar boyunca dar bir patikayla kalenin eteklerine bağlanan burçlara tırmanırken birden durdu; şiddetli rüzgârın soluğundan türeyen bir ses, âdeta bir melek ona sesleniyordu: “Kim duyardı haykırsaydım, beni melekler / makamından? Hatta içlerinden biri tutup aniden / alıverseydi beni kalbine, tükenip giderdim onun o / müthiş Özgüvarlığında ben.”
Derhal hep yanında taşıdığı not defterini çıkardı ve sanki dikte ediliyormuşçasına gelen bu dizeleri kaydetti. 1915'in sonlarına doğru Duino Ağıtları'nın üçü bitmişti; ancak I. Dünya Savaşı'nın doğurduğu ruhsal çalkantı, Rilke'nin Ağıtlar'la olan mesaisini kesintiye uğrattı. Ömrünün son yıllarını İsviçre'nin Valais Kantonu'nda geçiren şairin burada, Muzot Şatosu'ndaki çileli inzivası, Şubat 1922'de Duino Ağıtları ve Orpheus'a Soneler'in tamamlanmasıyla taçlandı.
“Şairler Ulusu”nun sesi Türkçede “şimdi” yankılanıyor:
“Geçicilik her yerde derin bir oluşun içine dalar. Bize düşen bu fani dünyayı, acısı ve tutkusuyla içimize olabildiğince derin bir biçimde nakşetmektir; öyle ki cevheri içimizde ‘görünmezce' yeniden varlığa kavuşabilsin. Ağıtlar, elle tutulur ve görünür güzelim âlemin durmaksızın, evrenin titreşen kürelerine yeni titreşim frekansları ekleyen doğamızın görünmez titreşimlerine ve çalkantılarına dönüştürülmesi çabasıdır.”
Derhal hep yanında taşıdığı not defterini çıkardı ve sanki dikte ediliyormuşçasına gelen bu dizeleri kaydetti. 1915'in sonlarına doğru Duino Ağıtları'nın üçü bitmişti; ancak I. Dünya Savaşı'nın doğurduğu ruhsal çalkantı, Rilke'nin Ağıtlar'la olan mesaisini kesintiye uğrattı. Ömrünün son yıllarını İsviçre'nin Valais Kantonu'nda geçiren şairin burada, Muzot Şatosu'ndaki çileli inzivası, Şubat 1922'de Duino Ağıtları ve Orpheus'a Soneler'in tamamlanmasıyla taçlandı.
“Şairler Ulusu”nun sesi Türkçede “şimdi” yankılanıyor:
“Geçicilik her yerde derin bir oluşun içine dalar. Bize düşen bu fani dünyayı, acısı ve tutkusuyla içimize olabildiğince derin bir biçimde nakşetmektir; öyle ki cevheri içimizde ‘görünmezce' yeniden varlığa kavuşabilsin. Ağıtlar, elle tutulur ve görünür güzelim âlemin durmaksızın, evrenin titreşen kürelerine yeni titreşim frekansları ekleyen doğamızın görünmez titreşimlerine ve çalkantılarına dönüştürülmesi çabasıdır.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.