#smrgKİTABEVİ Dünya Göç Hareketleri Ekseninde Mekânsızlaşma: Yöresel Yer Değişimleri - İklim Göçmenleri - 2023
Batı literatüründe küreselleşme diskuru içerisinde öne çıkan temel tezlerden biri de "yabancılığın sonu"nun geldiği doğrultusundadır. Bu bakışa çok farklı boyutlarda itiraz edilmekte ve/veya karşı çıkılmaktadır. Karşı tez sadece bu kavramın anlamıyla sınırlı olmayıp aynı zamanda yabancılığın hiç de sona ermediği, onun yok edilemezliği tartışılarak gösterilmektedir. Bu kitapta, yabancılığın diskürsif bir konstrüksiyon olduğu noktasından hareket edilmektedir. Modernitenin küreselleşmesinin yabancılık olgusu üzerinde etkisi belirleyici olmaya devam edecek ve dolayısıyla yabancılık üzerine diskurlar daha da yaygınlaşacaktır.
Kitapta, teorik argümanların yanı sıra çok kapsamlı pratik ve politik sonuçların üzerinde de durulmaktadır. Bu çerçevede ne anlama geldiği tam açıklanamayan "eşitlik çağı" kavramı sorgulanmakta ve aşağıdaki varsayımlar üzerinde durulmaktadır:
• Çeşitli boyutlarıyla ortaya çıkan ve "dünyanın yoğunlaşması" görüşünü kendisine ortak payda olarak sergileyen küreselleşme herkese şans eşitliği sunmakta mıdır?
• Hiç kimsenin dışlanmadığı bir dünyada mı yaşanılmaktadır ki “yabancılığın sonu” savı bilimsel çevrelerce sunulmaktadır?
• Küreselleşen dünya, toplumlar içi ilişkileri polarize etmemekte, bölüp parçalamamakta ve onların taşıyıcı sütunlarına meydan okuyarak derin uçurumların oluşmasına yol açmamakta mıdır?
Batı literatüründe küreselleşme diskuru içerisinde öne çıkan temel tezlerden biri de "yabancılığın sonu"nun geldiği doğrultusundadır. Bu bakışa çok farklı boyutlarda itiraz edilmekte ve/veya karşı çıkılmaktadır. Karşı tez sadece bu kavramın anlamıyla sınırlı olmayıp aynı zamanda yabancılığın hiç de sona ermediği, onun yok edilemezliği tartışılarak gösterilmektedir. Bu kitapta, yabancılığın diskürsif bir konstrüksiyon olduğu noktasından hareket edilmektedir. Modernitenin küreselleşmesinin yabancılık olgusu üzerinde etkisi belirleyici olmaya devam edecek ve dolayısıyla yabancılık üzerine diskurlar daha da yaygınlaşacaktır.
Kitapta, teorik argümanların yanı sıra çok kapsamlı pratik ve politik sonuçların üzerinde de durulmaktadır. Bu çerçevede ne anlama geldiği tam açıklanamayan "eşitlik çağı" kavramı sorgulanmakta ve aşağıdaki varsayımlar üzerinde durulmaktadır:
• Çeşitli boyutlarıyla ortaya çıkan ve "dünyanın yoğunlaşması" görüşünü kendisine ortak payda olarak sergileyen küreselleşme herkese şans eşitliği sunmakta mıdır?
• Hiç kimsenin dışlanmadığı bir dünyada mı yaşanılmaktadır ki “yabancılığın sonu” savı bilimsel çevrelerce sunulmaktadır?
• Küreselleşen dünya, toplumlar içi ilişkileri polarize etmemekte, bölüp parçalamamakta ve onların taşıyıcı sütunlarına meydan okuyarak derin uçurumların oluşmasına yol açmamakta mıdır?