#smrgKİTABEVİ Dünyanın Sonundaki Kentler - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6052604137
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
264
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,50
Havale/EFT ile:
181,88
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199220225
606878
https://www.simurgkitabevi.com/dunyanin-sonundaki-kentler-2024
Dünyanın Sonundaki Kentler - 2024 #smrgKİTABEVİ
187.50
Dünyanın Sonundaki Kentler, bugünün kaotik dünyasında yeniden revaçta olan distopya, distopik bilim kurgu gibi türler ile bunlardan uzak durmaya çalışan geniş kitlelere hitap eden ütopyacı edebiyatı kıyaslamalı biçimde ele alıyor. Dünyanın kaotik dönemlerindeki toplumsal karamsarlık, distopyaların yaygın okunmasına neden olur. Buna karşın, böylesi atmosferlerden çıkış için siyaset anlayışımızı yeniden düşünme ihtiyacı göz önüne alındığında, başlı başına ütopya okumak için bir sebep ileri sürülebilir. Kısacası, bunlardan biri, diğeri olmaksızın düşünülmemelidir. More'un Ütopya'sı, Zamyatin'in Tek Devlet'ini ortaya çıkarabilir. Bellamy'nin yaratımı bizi Neville'in tasvir ettiği gayrimedeni koşullara götürebilir. Dolayısıyla ne ütopyalar sadece uzak ve mükemmel toplumlara ilişkindir ne de distopyalar sırf gelecekteki cehennem çukurlarına.
Bu kitapta yazarın amacı okuyucuları bu sorular hakkında yeniden düşünmeye teşvik etmektir. Nerede durduğumuzun, hangi varsayımlara sahip olduğumuzun, hangi analizleri kabul ettiğimizin, en çok neden korktuğumuzun ve en çok neyi arzuladığımızın farkında olmak… Çünkü bu farkındalık içinden geçmekte olduğumuz türden kaotik bir dünyada sahip olunacak çok değerli bir bilgidir.
Kitap çeşitli yönleriyle ütopyaları ve distopyaları ele alan diğer çalışmalardan farklılaşan özgül niteliklere sahiptir. Bu eserleri siyasi literatür çatısı altında analiz eder; yani bunları siyasi felsefenin örnekleri olarak tartışır. Her eserin böyle bir yaklaşımla mümkün olandan çok daha fazla tartışılmasını sağlar. Çalışma, eserlerin bir seçkisi olmadığı gibi, onlardan uzun pasajlar da içermiyor. Her eserin mesajını çözmeye uğraşmak için yola çıkıyor. Bunu yaparken, çok çeşitli bağlamlarda yazılmış ve ortaya konulmuş eserleri kapsıyor, çok farklı mesajlar içeriyor ve apayrı felsefeleri ortaya çıkarıyor; hem ünlü hem daha az bilinen eserlere değiniyor. Ayrı bölümlerde yer verilmiş ve bağımsız olsalar da bu eserlerin tartışmasının çiftler halinde okunması amaçlanıyor: Pines Adası ile Ütopya, Hiçbir Yerden Haberler ile Geriye Bakış ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile Biz.
Bu kitapta yazarın amacı okuyucuları bu sorular hakkında yeniden düşünmeye teşvik etmektir. Nerede durduğumuzun, hangi varsayımlara sahip olduğumuzun, hangi analizleri kabul ettiğimizin, en çok neden korktuğumuzun ve en çok neyi arzuladığımızın farkında olmak… Çünkü bu farkındalık içinden geçmekte olduğumuz türden kaotik bir dünyada sahip olunacak çok değerli bir bilgidir.
Kitap çeşitli yönleriyle ütopyaları ve distopyaları ele alan diğer çalışmalardan farklılaşan özgül niteliklere sahiptir. Bu eserleri siyasi literatür çatısı altında analiz eder; yani bunları siyasi felsefenin örnekleri olarak tartışır. Her eserin böyle bir yaklaşımla mümkün olandan çok daha fazla tartışılmasını sağlar. Çalışma, eserlerin bir seçkisi olmadığı gibi, onlardan uzun pasajlar da içermiyor. Her eserin mesajını çözmeye uğraşmak için yola çıkıyor. Bunu yaparken, çok çeşitli bağlamlarda yazılmış ve ortaya konulmuş eserleri kapsıyor, çok farklı mesajlar içeriyor ve apayrı felsefeleri ortaya çıkarıyor; hem ünlü hem daha az bilinen eserlere değiniyor. Ayrı bölümlerde yer verilmiş ve bağımsız olsalar da bu eserlerin tartışmasının çiftler halinde okunması amaçlanıyor: Pines Adası ile Ütopya, Hiçbir Yerden Haberler ile Geriye Bakış ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile Biz.
Dünyanın Sonundaki Kentler, bugünün kaotik dünyasında yeniden revaçta olan distopya, distopik bilim kurgu gibi türler ile bunlardan uzak durmaya çalışan geniş kitlelere hitap eden ütopyacı edebiyatı kıyaslamalı biçimde ele alıyor. Dünyanın kaotik dönemlerindeki toplumsal karamsarlık, distopyaların yaygın okunmasına neden olur. Buna karşın, böylesi atmosferlerden çıkış için siyaset anlayışımızı yeniden düşünme ihtiyacı göz önüne alındığında, başlı başına ütopya okumak için bir sebep ileri sürülebilir. Kısacası, bunlardan biri, diğeri olmaksızın düşünülmemelidir. More'un Ütopya'sı, Zamyatin'in Tek Devlet'ini ortaya çıkarabilir. Bellamy'nin yaratımı bizi Neville'in tasvir ettiği gayrimedeni koşullara götürebilir. Dolayısıyla ne ütopyalar sadece uzak ve mükemmel toplumlara ilişkindir ne de distopyalar sırf gelecekteki cehennem çukurlarına.
Bu kitapta yazarın amacı okuyucuları bu sorular hakkında yeniden düşünmeye teşvik etmektir. Nerede durduğumuzun, hangi varsayımlara sahip olduğumuzun, hangi analizleri kabul ettiğimizin, en çok neden korktuğumuzun ve en çok neyi arzuladığımızın farkında olmak… Çünkü bu farkındalık içinden geçmekte olduğumuz türden kaotik bir dünyada sahip olunacak çok değerli bir bilgidir.
Kitap çeşitli yönleriyle ütopyaları ve distopyaları ele alan diğer çalışmalardan farklılaşan özgül niteliklere sahiptir. Bu eserleri siyasi literatür çatısı altında analiz eder; yani bunları siyasi felsefenin örnekleri olarak tartışır. Her eserin böyle bir yaklaşımla mümkün olandan çok daha fazla tartışılmasını sağlar. Çalışma, eserlerin bir seçkisi olmadığı gibi, onlardan uzun pasajlar da içermiyor. Her eserin mesajını çözmeye uğraşmak için yola çıkıyor. Bunu yaparken, çok çeşitli bağlamlarda yazılmış ve ortaya konulmuş eserleri kapsıyor, çok farklı mesajlar içeriyor ve apayrı felsefeleri ortaya çıkarıyor; hem ünlü hem daha az bilinen eserlere değiniyor. Ayrı bölümlerde yer verilmiş ve bağımsız olsalar da bu eserlerin tartışmasının çiftler halinde okunması amaçlanıyor: Pines Adası ile Ütopya, Hiçbir Yerden Haberler ile Geriye Bakış ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile Biz.
Bu kitapta yazarın amacı okuyucuları bu sorular hakkında yeniden düşünmeye teşvik etmektir. Nerede durduğumuzun, hangi varsayımlara sahip olduğumuzun, hangi analizleri kabul ettiğimizin, en çok neden korktuğumuzun ve en çok neyi arzuladığımızın farkında olmak… Çünkü bu farkındalık içinden geçmekte olduğumuz türden kaotik bir dünyada sahip olunacak çok değerli bir bilgidir.
Kitap çeşitli yönleriyle ütopyaları ve distopyaları ele alan diğer çalışmalardan farklılaşan özgül niteliklere sahiptir. Bu eserleri siyasi literatür çatısı altında analiz eder; yani bunları siyasi felsefenin örnekleri olarak tartışır. Her eserin böyle bir yaklaşımla mümkün olandan çok daha fazla tartışılmasını sağlar. Çalışma, eserlerin bir seçkisi olmadığı gibi, onlardan uzun pasajlar da içermiyor. Her eserin mesajını çözmeye uğraşmak için yola çıkıyor. Bunu yaparken, çok çeşitli bağlamlarda yazılmış ve ortaya konulmuş eserleri kapsıyor, çok farklı mesajlar içeriyor ve apayrı felsefeleri ortaya çıkarıyor; hem ünlü hem daha az bilinen eserlere değiniyor. Ayrı bölümlerde yer verilmiş ve bağımsız olsalar da bu eserlerin tartışmasının çiftler halinde okunması amaçlanıyor: Pines Adası ile Ütopya, Hiçbir Yerden Haberler ile Geriye Bakış ve Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ile Biz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.