Şiir, hem düş-kuranı hem de düş-kuranın dünyasını inşa eder. Gece düşü bir ruhun düzenini bozabilirken, geceleyin denenen çılgınlıkları gündüze taşıyabilirken, güzel bir düşleme ruhun kendi durmasından gerçekten zevk almasına, kolay bir birlikten zevk almasına yardım eder. Psikologlar, kapıldıkları o gerçekçilik sarhoşluğu içinde, düş-kurmadaki kaçış özelliğinde fazla ısrar ediyorlar. Düşlemenin, düş-kuranın çevresinde yumuşak bağlar dokuduğunu, "bağlayıcı" olduğunu, kısacası düşlemenin düş-kuranı tam anlamıyla "poetikleştirdiği"ni her zaman kabul etmiyorlar.
Öyleyse düş-kuran tarafında, düş-kuranı oluşturan tarafta, psikolojik bir poetika bulunduğunu, tüm psişik güçlerin uyuma kavuştuğu bir psişe poetikası diye nitelenebilecek bir poetikleştirme gücü bulunduğunu kabul etmek gerekir. Uyum ve eşgüdümün gücünü sıfattan isme doğru kaydırmalı ve poetik bir düşleme poetikası kurmalıyız o halde; böylece, aynı sözcüğü yineleyerek, ismin varlık tınısı kazandığını da vurgulamış oluruz. Poetik düşlemenin poetikası! Büyük bir istektir bu, çok büyük bir istektir, çünkü sonuçta her şiir, okuruna bir şair bilinci kazandıracaktır.
Elbette poetik anlatımdan bir yaratıcının bilincine geçmemizi sağlayacak bu altüst olmayı, tam olarak asla başaramayacağız. En azından düş-kuran bir varlığın vicdanını rahatlatacak böyle bir altüst olmayı başlatabilirsek, düş-kurma Poetikamız amacına ulaşmış olur.
Şiir, hem düş-kuranı hem de düş-kuranın dünyasını inşa eder. Gece düşü bir ruhun düzenini bozabilirken, geceleyin denenen çılgınlıkları gündüze taşıyabilirken, güzel bir düşleme ruhun kendi durmasından gerçekten zevk almasına, kolay bir birlikten zevk almasına yardım eder. Psikologlar, kapıldıkları o gerçekçilik sarhoşluğu içinde, düş-kurmadaki kaçış özelliğinde fazla ısrar ediyorlar. Düşlemenin, düş-kuranın çevresinde yumuşak bağlar dokuduğunu, "bağlayıcı" olduğunu, kısacası düşlemenin düş-kuranı tam anlamıyla "poetikleştirdiği"ni her zaman kabul etmiyorlar.
Öyleyse düş-kuran tarafında, düş-kuranı oluşturan tarafta, psikolojik bir poetika bulunduğunu, tüm psişik güçlerin uyuma kavuştuğu bir psişe poetikası diye nitelenebilecek bir poetikleştirme gücü bulunduğunu kabul etmek gerekir. Uyum ve eşgüdümün gücünü sıfattan isme doğru kaydırmalı ve poetik bir düşleme poetikası kurmalıyız o halde; böylece, aynı sözcüğü yineleyerek, ismin varlık tınısı kazandığını da vurgulamış oluruz. Poetik düşlemenin poetikası! Büyük bir istektir bu, çok büyük bir istektir, çünkü sonuçta her şiir, okuruna bir şair bilinci kazandıracaktır.
Elbette poetik anlatımdan bir yaratıcının bilincine geçmemizi sağlayacak bu altüst olmayı, tam olarak asla başaramayacağız. En azından düş-kuran bir varlığın vicdanını rahatlatacak böyle bir altüst olmayı başlatabilirsek, düş-kurma Poetikamız amacına ulaşmış olur.