#smrgSAHAF Düstûrnâme-i Enverî: Paris'te Milli Kütüphane'de bulunan yegane nüshadan Mükrimin Halil Bey tarafından istinsah ve neşredilen bu eser mumaileyhin bir mukaddemesini ihtiva eder -
Osmanlı tarihçiliğinin öncüsü olarak Ahmedî (ö.1412) kabul edilmektedir. Onun iskendernâme'sinin sonuna eklediği, Dâstân-ı Tevârih-i Mülük-i Al-i Osman'ı Osmanlı Tarihinin manzum olarak yazma geleneğinde ilk örneği oluşturur. Bu türün ikinci örneğini ise, kendisinden yarım yüzyıl sonra Düsturnâme adında bir eser yazan, şair ve tarihçi Enverî (ö.1465 ten sonra) vermiştir.
Eski Osmanlı Tarihçileri ve şairlerine dair yazılan eserlerde Enverî'nin adına rastlanmaz. Gerçek adını bile bilmediğimiz Enverî, Fatih Sultan Mehmed adına önce, bugün ortalıklarda olmayan Teferrücnâme'sini sonra da Veziriâzam Mahmud Paşa'ya sunmak üzere Düsturnâme'sini yazmıştır. Onun hayatına dair bilinenler de esas itibariyle Düsturnâme'sinde kendisi hakkında verdiği bilgilere dayanır.
Enverî'nin Düsturnâme'si 3730 beyitten oluşan mesnevi tarzında yazılmış bir tarih eseridir. Yetmiş yıl öncesine kadar eserin varlığı ve önemi hakkında hiçbirşey bilinmiyordu. Düsturnâme'yi ilim dünyasına ilk tanıtan M. Halil Yınanç'tır. O ilk önce Düsturnâme'nin Paris nüshasını eski yazıyla neşretti. Daha sonra yayınladığı Medhal'de ise, Enverî'nin katıldığı seferlerle ilgili olarak Düsturnâme'deki beyitleri vermiş, sonrada eserde anlatılan konular ve bunların kaynakları üzerinde durmuştur. Selçuklu, Aydınoğulları ve Osmanlı Tarihi kısmına dair bazı değerlendirmeler yapmıştır.
Türk tarihçilerinin Enverî'nin Düsturnâme'si üzerindeki araştırma ve yayınları batılı tarihçileri de harekete geçirmiş ve bazı araştırmalar yapılmıştır. I.Melikof-Sayar, Düsturnâme-i Enverî'nin Aydınoğullarına ait bölümünü, Paris ve İzmir nushalarını karşılaştırarak, Fransızcaya çevirmiştir.
Osmanlı tarihçiliğinin öncüsü olarak Ahmedî (ö.1412) kabul edilmektedir. Onun iskendernâme'sinin sonuna eklediği, Dâstân-ı Tevârih-i Mülük-i Al-i Osman'ı Osmanlı Tarihinin manzum olarak yazma geleneğinde ilk örneği oluşturur. Bu türün ikinci örneğini ise, kendisinden yarım yüzyıl sonra Düsturnâme adında bir eser yazan, şair ve tarihçi Enverî (ö.1465 ten sonra) vermiştir.
Eski Osmanlı Tarihçileri ve şairlerine dair yazılan eserlerde Enverî'nin adına rastlanmaz. Gerçek adını bile bilmediğimiz Enverî, Fatih Sultan Mehmed adına önce, bugün ortalıklarda olmayan Teferrücnâme'sini sonra da Veziriâzam Mahmud Paşa'ya sunmak üzere Düsturnâme'sini yazmıştır. Onun hayatına dair bilinenler de esas itibariyle Düsturnâme'sinde kendisi hakkında verdiği bilgilere dayanır.
Enverî'nin Düsturnâme'si 3730 beyitten oluşan mesnevi tarzında yazılmış bir tarih eseridir. Yetmiş yıl öncesine kadar eserin varlığı ve önemi hakkında hiçbirşey bilinmiyordu. Düsturnâme'yi ilim dünyasına ilk tanıtan M. Halil Yınanç'tır. O ilk önce Düsturnâme'nin Paris nüshasını eski yazıyla neşretti. Daha sonra yayınladığı Medhal'de ise, Enverî'nin katıldığı seferlerle ilgili olarak Düsturnâme'deki beyitleri vermiş, sonrada eserde anlatılan konular ve bunların kaynakları üzerinde durmuştur. Selçuklu, Aydınoğulları ve Osmanlı Tarihi kısmına dair bazı değerlendirmeler yapmıştır.
Türk tarihçilerinin Enverî'nin Düsturnâme'si üzerindeki araştırma ve yayınları batılı tarihçileri de harekete geçirmiş ve bazı araştırmalar yapılmıştır. I.Melikof-Sayar, Düsturnâme-i Enverî'nin Aydınoğullarına ait bölümünü, Paris ve İzmir nushalarını karşılaştırarak, Fransızcaya çevirmiştir.
![OSMANLICA Düstûrnâme-i Enverî: Paris'te Milli kütüphanede bulunan yegane nüshadan Mükrimin Halil bey tarafından istinsah ve neşredilen bu eser mumaileyhin bir mukaddemesini muhtevidir [ TIPKIBASIM ] -](/u/simurgkitabevi/img/a/o/s/osmanlica-dusturname-i-enveri-pariste-milli-kutuphanede-bulunan-yegane-nushadan-mukrimin-halil-bey-t1e20e2a5904c388b4610f1256d2980b7.jpg "OSMANLICA Düstûrnâme-i Enverî: Paris'te Milli kütüphanede bulunan yegane nüshadan Mükrimin Halil bey tarafından istinsah ve neşredilen bu eser mumaileyhin bir mukaddemesini muhtevidir [ TIPKIBASIM ] -")
