#smrgKİTABEVİ Düşyılanı - 2022
“Bu kitap bir pınar gibi – hızlı, temiz, berrak, heyecan verici ve güzel.” – Ursula K. Le Guin
“Bu kitap içten karakterleri, inandırıcı mitosu, daha da önemlisi mükemmel ve okunabilir hikâyesiyle heyecan verici bir gelecek rüyası sunuyor.” –Frank Herbert
“Akıldan çıkmayan, yoğun ve müşfik bir kitap... Yarattığı dünya canlı ve büyüleyici, Yılan ise olağanüstü ve sağlam kotarılmış bir karakter.” –Robert Silverberg
“SAVAŞ, GERÇEKLEŞME NEDENİNİ BİLEN YA DA BUNA ÖNEM VEREN HERKESİ YOK ETMİŞTİ.”
Vonda N. McIntyre, 1970'lerin feminist bilimkurgu hareketinin ön saflarında yer alan, arkadaşı ve işbirlikçisi Ursula K. Le Guin gibi, edebiyatta ve özellikle bilimkurguda yaygın görülen cinsiyetçiliğe meydan okuyan ileri görüşlü bir yazar. Düşyılanı ise bilimkurgunun üç büyük ödülünü alan türün sayılı romanlarından biri.
Nükleer savaşla yaralanmış Dünya'da insanlık küçük kasaba ve kabilelere dağılmış, dünyadışı varlıkların teknolojileri ve sırları, tek şehrin duvarları ardındaki herkese yasaklanmıştır. Yılan isimli şifacı ise bu yokluk dünyasında hastalıkları iyileştirmek ve aşı geliştirmek için yılanlarıyla dolaşarak zehrin gücünü kullanmaktadır.
Yılan, hasta bir göçebe çocuğa yardım ettiği sırada, nadir bulunan düşyılanı, korkusuna yenilen bir kabile üyesi tarafından öldürülür. Yılan'ın şifa vermeye devam edebilmesi için tek bir seçeneği vardır: Yeni bir düşyılanı bulmak. Bu yüzden çorak çöllerden radyasyon çukurlarına, bilgisini kıskançlıkla koruyan şehirden dünyadışı varlıkların sırlarına uzanan tehlikeli bir yolculuğa çıkmak zorunda kalacaktır.
İnsan hayatını tehdit eden bir dünyayı ve işlevsizleşmiş toplumları tek bir kişi ne kadar etkileyebilir? Şifa vermek sadece bedeni iyileştirmek midir?
Düşyılanı, insanların hasta ettiği bir dünyanın reçetesi.
“Bu kitap bir pınar gibi – hızlı, temiz, berrak, heyecan verici ve güzel.” – Ursula K. Le Guin
“Bu kitap içten karakterleri, inandırıcı mitosu, daha da önemlisi mükemmel ve okunabilir hikâyesiyle heyecan verici bir gelecek rüyası sunuyor.” –Frank Herbert
“Akıldan çıkmayan, yoğun ve müşfik bir kitap... Yarattığı dünya canlı ve büyüleyici, Yılan ise olağanüstü ve sağlam kotarılmış bir karakter.” –Robert Silverberg
“SAVAŞ, GERÇEKLEŞME NEDENİNİ BİLEN YA DA BUNA ÖNEM VEREN HERKESİ YOK ETMİŞTİ.”
Vonda N. McIntyre, 1970'lerin feminist bilimkurgu hareketinin ön saflarında yer alan, arkadaşı ve işbirlikçisi Ursula K. Le Guin gibi, edebiyatta ve özellikle bilimkurguda yaygın görülen cinsiyetçiliğe meydan okuyan ileri görüşlü bir yazar. Düşyılanı ise bilimkurgunun üç büyük ödülünü alan türün sayılı romanlarından biri.
Nükleer savaşla yaralanmış Dünya'da insanlık küçük kasaba ve kabilelere dağılmış, dünyadışı varlıkların teknolojileri ve sırları, tek şehrin duvarları ardındaki herkese yasaklanmıştır. Yılan isimli şifacı ise bu yokluk dünyasında hastalıkları iyileştirmek ve aşı geliştirmek için yılanlarıyla dolaşarak zehrin gücünü kullanmaktadır.
Yılan, hasta bir göçebe çocuğa yardım ettiği sırada, nadir bulunan düşyılanı, korkusuna yenilen bir kabile üyesi tarafından öldürülür. Yılan'ın şifa vermeye devam edebilmesi için tek bir seçeneği vardır: Yeni bir düşyılanı bulmak. Bu yüzden çorak çöllerden radyasyon çukurlarına, bilgisini kıskançlıkla koruyan şehirden dünyadışı varlıkların sırlarına uzanan tehlikeli bir yolculuğa çıkmak zorunda kalacaktır.
İnsan hayatını tehdit eden bir dünyayı ve işlevsizleşmiş toplumları tek bir kişi ne kadar etkileyebilir? Şifa vermek sadece bedeni iyileştirmek midir?
Düşyılanı, insanların hasta ettiği bir dünyanın reçetesi.