#smrgKİTABEVİ Duymak Zorundasınız - 10 Ekim Ankara Katliamı Davası - 2019
Kitap, bu anlamıyla belki de “Katliamlar Dönemi” olarak anılacak bir dönemin emek, barış ve demokrasi davasından tarihe bırakılmış bir kayıttır. Zira iki canlı bomba yüzünden 10 Ekim 2015'te başlayamayan Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi aslında henüz bitmemiştir. Mücadele o gün bayrağı devralanların elinde, gerçek sorumluların yargılanmadığı adliye koridorlarında devam etmiştir. Mitingin barış, davanın adalet çığlığı hâlâ kulaklarda yankılanmaktadır. Bu, aslında henüz bitmeyen bir davanın kitabıdır.
“Bugün salonda bulunan neredeyse herkes o gün 10.04'te oradaydı. Bir katliam yaşandığında, barış için gittiğiniz bir mitingde birden canlı bomba patladığında ve orası savaş alanına döndüğünde, insanlar ne yapar, ne yapmaya çalışır? Orada bulunan herkes o büyük kaosa, o korkunç savaş ortamına rağmen yerde yatanlara yardım etmeye çalıştı! Pankartlar sedye yapıldı. Yoldan çevrilen taksilerle yaralılar hastaneye yetiştirilmeye çalışıldı ama oraya ambulanslardan önce kim geldi? Çevik kuvvet! Tomalar geldi. Akrep adı verilen araçlar geldi. Ambulanslar ne kadar zaman sonra geldi biliyor musunuz? 45 dakika sonra. 45 koca dakika sonra geldi. Biz bunların hepsini anlatmak durumundayız, siz bunların hepsini duymak zorundasınız!”
Kitap, bu anlamıyla belki de “Katliamlar Dönemi” olarak anılacak bir dönemin emek, barış ve demokrasi davasından tarihe bırakılmış bir kayıttır. Zira iki canlı bomba yüzünden 10 Ekim 2015'te başlayamayan Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi aslında henüz bitmemiştir. Mücadele o gün bayrağı devralanların elinde, gerçek sorumluların yargılanmadığı adliye koridorlarında devam etmiştir. Mitingin barış, davanın adalet çığlığı hâlâ kulaklarda yankılanmaktadır. Bu, aslında henüz bitmeyen bir davanın kitabıdır.
“Bugün salonda bulunan neredeyse herkes o gün 10.04'te oradaydı. Bir katliam yaşandığında, barış için gittiğiniz bir mitingde birden canlı bomba patladığında ve orası savaş alanına döndüğünde, insanlar ne yapar, ne yapmaya çalışır? Orada bulunan herkes o büyük kaosa, o korkunç savaş ortamına rağmen yerde yatanlara yardım etmeye çalıştı! Pankartlar sedye yapıldı. Yoldan çevrilen taksilerle yaralılar hastaneye yetiştirilmeye çalışıldı ama oraya ambulanslardan önce kim geldi? Çevik kuvvet! Tomalar geldi. Akrep adı verilen araçlar geldi. Ambulanslar ne kadar zaman sonra geldi biliyor musunuz? 45 dakika sonra. 45 koca dakika sonra geldi. Biz bunların hepsini anlatmak durumundayız, siz bunların hepsini duymak zorundasınız!”