“Voltaire, Jean Jacques Rousseau gibi filozofların ortaya çıktığı dönemde Avrupa'da Hıristiyanlığın gücünü yitirdiği ve insanlar arasında fikir kargaşası meydana geldiği, bunun sonucu olarak da ilim ve bilginin olağanüstü ilerlediği bilinmektedir. İsimleri anılan filozoflar ve onların benzerleri tarafından söylenmiş sözler ile fikirlerin kendi içlerinde doğduğunu zanneden Avrupalılar doğu dillerini öğrenip doğu eserlerini tercüme ettikten sonra bu fikirlerin Araplar ve Müslümanlar arasında çoktan beri bilindiğini gördükleri zaman, hayretler içerisinde kalmışlardır.
Fransızların 'Yeni Felsefe' adını verdikleri felsefelerinin çoğunu Ma'arrî'nin söylediği bilinmektedir. Avrupa'daki 'Yeni Felsefe'nin Ma'arrî ve benzerlerinin felsefelerinden alınmamış olması, bu benzerliğin sadece tesadüf olması da mümkündür. Böyle bile olsa, bugün Avrupalıların övündükleri fikir olgunluğunun kendilerinden asırlar önceki Müslümanlar arasında bulunması da övünülecek bir durum olsa gerek. 'el-Fazlu li'1-mütekaddim' [Fazilet öncekine aittir] denilir." - Rızaeddin bin Fahreddin-
Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisindeki tüm yayınlar çevriyazı ve sadeleştirme kalıbında hazırlanmıştır. Ayrıca, giriş bölümlerinde konusunda uzmanlar tarafından kaleme alınmış kapsamlı makaleler yer almaktadır.