1199199365
585360
https://www.simurgkitabevi.com/edebiyatist-dergisi-dosya-turk-halk-edebiyati-sayi-24-temmuz-agustos
Edebiyatist Dergisi - Dosya: Türk Halk Edebiyatı - Sayı: 24 Temmuz - Ağustos #smrgDERGİ
0.00
Demiri demirle dövdüler; biri sıcak, biri soğuktu.
İnsanı insanla kırdılar; biri aç, biri toktu.
Muhtemelen 16. yüzyılın ortalarında söylemiştir Pir Sultan Abdal bu sözünü. Belki 20 yıl evvel, belki
de 10 yıl sonra. Bilinmez.
Kanlı bir meydan savaşından sonra, boş ovayı seyrederken söylemiş olmalı. Ya da iki köylü arasında
toprak yüzünden çıkan bir kavgadan sonra. Bilinmez.
Tarih kitapları yazmaz çünkü. Savaşları anlatırlar bize. Kralları ve çocuklarını. Bazı bazı da kadınlarını.
Daha doğrusu kadınlarından iz bırakanlarını.
Halkın yaşadıklarını, sevincini, coşkusunu, isyanını, öfkesini, aşkını, ekmeğini anlatmaz.
Halk kendi sözüyle anlatır bunları. Kendi ozanıyla, kendi sazıyla. Pir Sultan, Dadaloğlu, Köroğlu,
Karacoğlan, Veysel, Mahzuni, Neşet ve de niceleriyle anlatır.
Tarihin yazdığını, kendine dayatılanı, ezberletileni unutur halk ama kendi söylediğini unutmaz.
Yüzyıllar boyunca taşır. Dilden dile. Gönülden gönüle…
Biz de işte tam da bu sebepten, bu sayımızda Halk Edebiyatı dedik.
Halk edebiyatının olmazsa olmazı Saz dedik.
Bir de Madımak dedik.
Çünkü unutMadımaklımda.
İnsanı insanla kırdılar; biri aç, biri toktu.
Muhtemelen 16. yüzyılın ortalarında söylemiştir Pir Sultan Abdal bu sözünü. Belki 20 yıl evvel, belki
de 10 yıl sonra. Bilinmez.
Kanlı bir meydan savaşından sonra, boş ovayı seyrederken söylemiş olmalı. Ya da iki köylü arasında
toprak yüzünden çıkan bir kavgadan sonra. Bilinmez.
Tarih kitapları yazmaz çünkü. Savaşları anlatırlar bize. Kralları ve çocuklarını. Bazı bazı da kadınlarını.
Daha doğrusu kadınlarından iz bırakanlarını.
Halkın yaşadıklarını, sevincini, coşkusunu, isyanını, öfkesini, aşkını, ekmeğini anlatmaz.
Halk kendi sözüyle anlatır bunları. Kendi ozanıyla, kendi sazıyla. Pir Sultan, Dadaloğlu, Köroğlu,
Karacoğlan, Veysel, Mahzuni, Neşet ve de niceleriyle anlatır.
Tarihin yazdığını, kendine dayatılanı, ezberletileni unutur halk ama kendi söylediğini unutmaz.
Yüzyıllar boyunca taşır. Dilden dile. Gönülden gönüle…
Biz de işte tam da bu sebepten, bu sayımızda Halk Edebiyatı dedik.
Halk edebiyatının olmazsa olmazı Saz dedik.
Bir de Madımak dedik.
Çünkü unutMadımaklımda.
Demiri demirle dövdüler; biri sıcak, biri soğuktu.
İnsanı insanla kırdılar; biri aç, biri toktu.
Muhtemelen 16. yüzyılın ortalarında söylemiştir Pir Sultan Abdal bu sözünü. Belki 20 yıl evvel, belki
de 10 yıl sonra. Bilinmez.
Kanlı bir meydan savaşından sonra, boş ovayı seyrederken söylemiş olmalı. Ya da iki köylü arasında
toprak yüzünden çıkan bir kavgadan sonra. Bilinmez.
Tarih kitapları yazmaz çünkü. Savaşları anlatırlar bize. Kralları ve çocuklarını. Bazı bazı da kadınlarını.
Daha doğrusu kadınlarından iz bırakanlarını.
Halkın yaşadıklarını, sevincini, coşkusunu, isyanını, öfkesini, aşkını, ekmeğini anlatmaz.
Halk kendi sözüyle anlatır bunları. Kendi ozanıyla, kendi sazıyla. Pir Sultan, Dadaloğlu, Köroğlu,
Karacoğlan, Veysel, Mahzuni, Neşet ve de niceleriyle anlatır.
Tarihin yazdığını, kendine dayatılanı, ezberletileni unutur halk ama kendi söylediğini unutmaz.
Yüzyıllar boyunca taşır. Dilden dile. Gönülden gönüle…
Biz de işte tam da bu sebepten, bu sayımızda Halk Edebiyatı dedik.
Halk edebiyatının olmazsa olmazı Saz dedik.
Bir de Madımak dedik.
Çünkü unutMadımaklımda.
İnsanı insanla kırdılar; biri aç, biri toktu.
Muhtemelen 16. yüzyılın ortalarında söylemiştir Pir Sultan Abdal bu sözünü. Belki 20 yıl evvel, belki
de 10 yıl sonra. Bilinmez.
Kanlı bir meydan savaşından sonra, boş ovayı seyrederken söylemiş olmalı. Ya da iki köylü arasında
toprak yüzünden çıkan bir kavgadan sonra. Bilinmez.
Tarih kitapları yazmaz çünkü. Savaşları anlatırlar bize. Kralları ve çocuklarını. Bazı bazı da kadınlarını.
Daha doğrusu kadınlarından iz bırakanlarını.
Halkın yaşadıklarını, sevincini, coşkusunu, isyanını, öfkesini, aşkını, ekmeğini anlatmaz.
Halk kendi sözüyle anlatır bunları. Kendi ozanıyla, kendi sazıyla. Pir Sultan, Dadaloğlu, Köroğlu,
Karacoğlan, Veysel, Mahzuni, Neşet ve de niceleriyle anlatır.
Tarihin yazdığını, kendine dayatılanı, ezberletileni unutur halk ama kendi söylediğini unutmaz.
Yüzyıllar boyunca taşır. Dilden dile. Gönülden gönüle…
Biz de işte tam da bu sebepten, bu sayımızda Halk Edebiyatı dedik.
Halk edebiyatının olmazsa olmazı Saz dedik.
Bir de Madımak dedik.
Çünkü unutMadımaklımda.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.