Bugün dünya edebiyatına "sıkıntı edebiyatı'1 hâkimdir; anlamsız insanların anlamsız hayatını anlatan bir edebiyat; dinsel imgelerle, olağanüstü güçlerle, varoluşçu düşüncelerle simgelenen bir edebiyat. Türk edebiyatına bakın! İnsanların bilinçaltlarıyla oynayan, erotizmle, cinsel fantezilerle yüklü romanlar en önde ve çok da okuyucusu var. Edebiyat, yaşayan İnsanların hayatını anlatmalı değil mi? Bu kitaplarda, yaşamayan insanların, tuzu kuru adamların hayatı var. Bunların ekmek peşinde koşmak gibi dertleri yok, sadece sevişiyorlar. Bunların parolaları şu; "Duygular öldü, yaşasın cinsellik!"
Kitaplar dünyasında kısa bir gezinti yapan bu çalışmada bir de aşk var, ancak cinsel meta (mal) alışverişine dayanan bir aşk değil. İnsani ihtiyacı ileten bir aşk! Bilgi taşıyan bir aşk! Peçorinci değil, Fosforlu bir aşk! Bu aşk çerçevesinde hayatın sorunları tartışılıyor, günlük hayatımıza girmiş felsefi söylemlere değiniliyor. (Arka kapaktan)
Bugün dünya edebiyatına "sıkıntı edebiyatı'1 hâkimdir; anlamsız insanların anlamsız hayatını anlatan bir edebiyat; dinsel imgelerle, olağanüstü güçlerle, varoluşçu düşüncelerle simgelenen bir edebiyat. Türk edebiyatına bakın! İnsanların bilinçaltlarıyla oynayan, erotizmle, cinsel fantezilerle yüklü romanlar en önde ve çok da okuyucusu var. Edebiyat, yaşayan İnsanların hayatını anlatmalı değil mi? Bu kitaplarda, yaşamayan insanların, tuzu kuru adamların hayatı var. Bunların ekmek peşinde koşmak gibi dertleri yok, sadece sevişiyorlar. Bunların parolaları şu; "Duygular öldü, yaşasın cinsellik!"
Kitaplar dünyasında kısa bir gezinti yapan bu çalışmada bir de aşk var, ancak cinsel meta (mal) alışverişine dayanan bir aşk değil. İnsani ihtiyacı ileten bir aşk! Bilgi taşıyan bir aşk! Peçorinci değil, Fosforlu bir aşk! Bu aşk çerçevesinde hayatın sorunları tartışılıyor, günlük hayatımıza girmiş felsefi söylemlere değiniliyor. (Arka kapaktan)