#smrgKİTABEVİ Ege'de Börklüce ve Bedreddin -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786054399581
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199136707
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
163 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
105,00
Havale/EFT ile: 101,85
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199136707
522621
Ege'de Börklüce ve Bedreddin -
Ege'de Börklüce ve Bedreddin - #smrgKİTABEVİ
105.00
Ege'nin dağları, Osmanlı'nın başını kestiği yiğitlerin yattığı gömütlerin başlarına dikilen kesik taşlarla doludur. Yöre halkı, “Kesikbaşlar Mezarlığı” diyor buralara.
Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın katledilişinden 600 yıl sonra konferanslar, sempozyumlar düzenleniyor ve haklarında destanlar, kitaplar yazılıyorsa; onların kurulu düzene başkaldırısının da yeniden incelenip sorgulanması gerekir.
“Öyle bilgiler vardır ki belli olgunluk düzeyine gelmemiş insanlara bu bilgileri anlatmak yarardan çok zarar verir...” ve “Yârin yanağından gayrı her şey ortak olacak” deyişlerinde gizli, derin anlamlar vardır.
Yüzyıllardan bu yana süregelen bu savaş, dogma ile aklın, karanlıkla aydınlığın, sömürenle sömürülenin savaşıdır. Başkaldıran adam, canını feda etmeyi göze alandır. Acılarla karşı karşıya kalan yiğit, halkın gözünde kahramandır.
Mum olup karanlıkları aydınlatmak, düşünüp sorgulayarak yeni güneşler yaratmak zor; lambayı kırıp ortalığı karartmak, dogmatik kör inançlar peşinden gitmekse kolaydır.
Başkentleri Apasa Selçuk olan Işık İnsanları Luvilerin; Kibele, Artemis gibi kadın tanrıçaların yaşadığı Anadolu toprağında şöyle bir deyiş vardır: “Anadolu'da önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; çünkü güneşi kadınlar doğurur.”
Kadının üretken ve etkin olmadığı hiçbir yer aydınlanmaz. Işık İnsanları Luvilerin kadın Tanrıçası Artemis'tir. Bu tanrıçanın simgesi balarısıdır ve balarısı, anaerkil düzeni sürdürür. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın kurmak istediği eşitlikçi düzenin temelinde de kadın erkek eşitliği vardır.
Karaburun İsyanı'ndan sonra iki bin müridi ile beraber Selçuk'a getirilen Börklüce Mustafa, bir devenin üstünde çarmıha gerilir. İki bin müridi, “İriş Dede Sultan!” diyerek gözlerini kırpmadan ölüme giderler...
Anadolu'nun en aydın kenti Aydın ellerinde ışıldayan Börklüce Mustafa'nın ışıklı gözlerinin Selçuk'ta söndürülmeye çalışılması tesadüf müdür?
Unutulmasın: Uçurtmayı yükselten rüzgâr değil onun direnme gücüdür!
Ege'nin dağları, Osmanlı'nın başını kestiği yiğitlerin yattığı gömütlerin başlarına dikilen kesik taşlarla doludur. Yöre halkı, “Kesikbaşlar Mezarlığı” diyor buralara.
Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın katledilişinden 600 yıl sonra konferanslar, sempozyumlar düzenleniyor ve haklarında destanlar, kitaplar yazılıyorsa; onların kurulu düzene başkaldırısının da yeniden incelenip sorgulanması gerekir.
“Öyle bilgiler vardır ki belli olgunluk düzeyine gelmemiş insanlara bu bilgileri anlatmak yarardan çok zarar verir...” ve “Yârin yanağından gayrı her şey ortak olacak” deyişlerinde gizli, derin anlamlar vardır.
Yüzyıllardan bu yana süregelen bu savaş, dogma ile aklın, karanlıkla aydınlığın, sömürenle sömürülenin savaşıdır. Başkaldıran adam, canını feda etmeyi göze alandır. Acılarla karşı karşıya kalan yiğit, halkın gözünde kahramandır.
Mum olup karanlıkları aydınlatmak, düşünüp sorgulayarak yeni güneşler yaratmak zor; lambayı kırıp ortalığı karartmak, dogmatik kör inançlar peşinden gitmekse kolaydır.
Başkentleri Apasa Selçuk olan Işık İnsanları Luvilerin; Kibele, Artemis gibi kadın tanrıçaların yaşadığı Anadolu toprağında şöyle bir deyiş vardır: “Anadolu'da önce kadınlar uyanır, sonra güneş doğar; çünkü güneşi kadınlar doğurur.”
Kadının üretken ve etkin olmadığı hiçbir yer aydınlanmaz. Işık İnsanları Luvilerin kadın Tanrıçası Artemis'tir. Bu tanrıçanın simgesi balarısıdır ve balarısı, anaerkil düzeni sürdürür. Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa'nın kurmak istediği eşitlikçi düzenin temelinde de kadın erkek eşitliği vardır.
Karaburun İsyanı'ndan sonra iki bin müridi ile beraber Selçuk'a getirilen Börklüce Mustafa, bir devenin üstünde çarmıha gerilir. İki bin müridi, “İriş Dede Sultan!” diyerek gözlerini kırpmadan ölüme giderler...
Anadolu'nun en aydın kenti Aydın ellerinde ışıldayan Börklüce Mustafa'nın ışıklı gözlerinin Selçuk'ta söndürülmeye çalışılması tesadüf müdür?
Unutulmasın: Uçurtmayı yükselten rüzgâr değil onun direnme gücüdür!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat