#smrgKİTABEVİ Ego Contra Mundum Bir Yüksel Arslan Metaforu - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786057167897
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199222283
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
286
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
176,00
Havale/EFT ile: 170,72
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199222283
609043
Ego Contra Mundum Bir Yüksel Arslan Metaforu -        2024
Ego Contra Mundum Bir Yüksel Arslan Metaforu - 2024 #smrgKİTABEVİ
176.00
... merkezinde Yüksel Arslan'ın ve “Arture”lerin olduğu, egosantrik nitelikli ama Öteki Ben'lerle temas edildiği an geçişim sağlayan plastik- ontolojik-görsel kozmosun döngüselliğinde yazılmış bu metin, Yüksel Arslan'la aynı güneşin altında olmanın gönenci, sevinci, coşkusu, heyecanıyla üretilmiş uzak bir “Merhaba!”nın özetidir. Yazılanlar, yazılmış olanlar, ancak ve ancak yazılamayanın kefareti olabilir... İnsan'ın imkân dairesinde söylenmiş söz'ün yoğunluğu, söylenmesi olası söz'den her daim azdır. Yani büyük bir yalandır; güneş altında söylenmedik söz'ün kalmadığı! Hele de Yüksel Arslan gibi bakan, gören, gördüğünü içselleştiren ve her türlü olanakla yeniden ifadelendiren, ifadesini ünik oluşunun göstergesi olarak yepyeni bir kavramla adlandıran ve “ressam olmadan” ürettiği “Arture”lerinin resme karşı olarak “yeni bir görsel sanat” yarattığını savlayan, belki de Dionysos Şenlikleri'nde kendinden geçmiş, haz ile acı arasında gidip gelen bir esriğin coşkulu davetiyle karşı karşıyaysanız!.. Şimdi “görmek”, “algılamak”, algıladığını “betimlemek”, betimlediğini “anlamlandırmak”, yürümek, ilerlemek, yola çıkıp yolda olmak ve denemek zamanıdır. Pütürlü zemine dönmekten başka da umarımız da yoktur.
... merkezinde Yüksel Arslan'ın ve “Arture”lerin olduğu, egosantrik nitelikli ama Öteki Ben'lerle temas edildiği an geçişim sağlayan plastik- ontolojik-görsel kozmosun döngüselliğinde yazılmış bu metin, Yüksel Arslan'la aynı güneşin altında olmanın gönenci, sevinci, coşkusu, heyecanıyla üretilmiş uzak bir “Merhaba!”nın özetidir. Yazılanlar, yazılmış olanlar, ancak ve ancak yazılamayanın kefareti olabilir... İnsan'ın imkân dairesinde söylenmiş söz'ün yoğunluğu, söylenmesi olası söz'den her daim azdır. Yani büyük bir yalandır; güneş altında söylenmedik söz'ün kalmadığı! Hele de Yüksel Arslan gibi bakan, gören, gördüğünü içselleştiren ve her türlü olanakla yeniden ifadelendiren, ifadesini ünik oluşunun göstergesi olarak yepyeni bir kavramla adlandıran ve “ressam olmadan” ürettiği “Arture”lerinin resme karşı olarak “yeni bir görsel sanat” yarattığını savlayan, belki de Dionysos Şenlikleri'nde kendinden geçmiş, haz ile acı arasında gidip gelen bir esriğin coşkulu davetiyle karşı karşıyaysanız!.. Şimdi “görmek”, “algılamak”, algıladığını “betimlemek”, betimlediğini “anlamlandırmak”, yürümek, ilerlemek, yola çıkıp yolda olmak ve denemek zamanıdır. Pütürlü zemine dönmekten başka da umarımız da yoktur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat