Saatler ve trenler, telgraf ve sömürgeleşme yarışı… On dokuzuncu yüzyıl sonundaki bu meydan okuyuşlar, muazzam bir kuramsal buluş olan görelilik için gerçek dünyada gerekli zemini oluşturmuştu. Bu günlerde, modern bilimin temellerini atan iki dev şahsiyet, adım adım cevaba yaklaşmakla meşguldüler: Telgraf ağlarını kullanarak zamanın ölçümü ve tren istasyonlarındaki saatlerin ayarlanması üzerine deneyler yapan ve henüz pek tanınmayan genç Alman fizikçi Albert Einstein ve kıtalararası zaman koordinatlarının haritasını çıkaran Fransız Boylam Dairesinin başkanı, ünlü matematikçi Henri Poincare…
Harvard Üniversitesinin saygın bilim tarihçilerinden biri olan Peter Galison, nadir fotoğrafları, unutulmuş patentleri ve keşfedilmemiş arşivleri araştırıp bir araya topluyor ve zaman imparatorluğunu ele geçirecek bir kurama doğru ilerleyen bu sessiz yarıştaki iki bilim adamının büyüleyici hikâyesini anlatıyor.
“Yirminci yüzyıl bilimi gerçekten de böyle başladı, sadece soyut bir şey olarak değil makinelerin içinde; sadece Einstein'ın beyninde değil kömür madenlerinde ve demiryolu istasyonlarında... Peter Galison'un yazdıkları gerçekten de ilgi çekici, özgün ve bu çalışma, bilim tarihine ilgi duyan herkesin kütüphanesinde yerini almalı. ”
- Kargaşa'nın yazarı James Gleick
“Peter Galison, zaman anlayışımızda yirminci yüzyılın başında meydana gelen köklü değişimi ustaca ve heyecan verici bir tarzda anlatıyor. Galison, Einstein ve Poincaré'yi, uzaktaki saatlerin ayarlanması sorununun hem yeni fizikte hem de yeni teknolojide çok önemli bir rol oynadığı yere; fizik, felsefe ve teknolojinin kesiştiği noktaya yerleştiriyor.”
- Nobel ödüllü kuramsal fizik profesörü David Gross