#smrgSAHAF Elebaşı mı? Çetebaşı mı? Yüzbaşı mı? (Bir Yüzbaşının Anıları) -

Stok Kodu:
1199005061
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
239 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199005061
391225
Elebaşı mı? Çetebaşı mı? Yüzbaşı mı? (Bir Yüzbaşının Anıları) -
Elebaşı mı? Çetebaşı mı? Yüzbaşı mı? (Bir Yüzbaşının Anıları) - #smrgSAHAF
0.00
Tıpkı eşkiyaların köylerini bastığı o gecede olduğu gibi, çok soğuk bir kış gecesinde, anası Mihriban hanımın deyimiyle zemheride doğmuştu.

Harbiyeden mezun olduğu gün, kendisini Cumhurbaşkanı gibi görüyordu. Devrin başbakanını selamlama gereğini bile hissetmedi!... Atatürkçü ve Alevi kimliğini birlikte taşıyordu. "Solcu" olarak damgalandığının farkında bile değildi. Bunu yıllar sonra ve tesadüfen öğrendi "Kıbrıs Harekâtı"nda cephenin en ön saflarında çarpışmıştı. Savaşta fırtınalı bir aşk yaşadıkları Omorfo'nun en güzel kızı liseli Aylin'le tanıştıklarında henüz teğmendi. İhanetinin bedelini yıllar sonra ödedi!...

İsmail Hakkı Karadayı Paşayla görüştükten hemen sonra, son çare olarak ve ani bir kararla Çankaya Köşküne randevusuz çıkmıştı!...

12 Eylül 1980 döneminde generallik hayalleriyle kurmaylık sınavlarına hazırlanan genç bir yüzbaşı ve sıkıyönetim cezaevi müdürü idi.

Günün birinde Linda ile tanıştırılacağını ve kilisedeki nikah töreninin baş aktörlerinden biri olacağını ona önceden söyleseler, herhalde kahkahalarla gülerdi!...

Kaç perde süreceği bilinmeyen traji-komik ama, gerçek bir oyunda başrol oyuncusu gene yüzbaşıydı. Yurtdışında pasaportuna el konulmuş ve 476 sayılı utanç belgesiyle yurda getirilmişti. Onu kendi elleriyle işkence odasına teslim eden. devletti!...

İşte bir çırpıda ve ilgiyle okuyacağınız sıradışı bir yüzbaşının dramını anlatan bu kitap; Savaşa, aşka, ihtilale, işkenceye ve inanılmaz olaylarla yakın bir tarihe tanıklık ediyor! Barışın, sevginin, hoşgörünün, evrenselliğin ve demokrasinin önemini ortaya koyuyor. (Arka kapaktan)

Tıpkı eşkiyaların köylerini bastığı o gecede olduğu gibi, çok soğuk bir kış gecesinde, anası Mihriban hanımın deyimiyle zemheride doğmuştu.

Harbiyeden mezun olduğu gün, kendisini Cumhurbaşkanı gibi görüyordu. Devrin başbakanını selamlama gereğini bile hissetmedi!... Atatürkçü ve Alevi kimliğini birlikte taşıyordu. "Solcu" olarak damgalandığının farkında bile değildi. Bunu yıllar sonra ve tesadüfen öğrendi "Kıbrıs Harekâtı"nda cephenin en ön saflarında çarpışmıştı. Savaşta fırtınalı bir aşk yaşadıkları Omorfo'nun en güzel kızı liseli Aylin'le tanıştıklarında henüz teğmendi. İhanetinin bedelini yıllar sonra ödedi!...

İsmail Hakkı Karadayı Paşayla görüştükten hemen sonra, son çare olarak ve ani bir kararla Çankaya Köşküne randevusuz çıkmıştı!...

12 Eylül 1980 döneminde generallik hayalleriyle kurmaylık sınavlarına hazırlanan genç bir yüzbaşı ve sıkıyönetim cezaevi müdürü idi.

Günün birinde Linda ile tanıştırılacağını ve kilisedeki nikah töreninin baş aktörlerinden biri olacağını ona önceden söyleseler, herhalde kahkahalarla gülerdi!...

Kaç perde süreceği bilinmeyen traji-komik ama, gerçek bir oyunda başrol oyuncusu gene yüzbaşıydı. Yurtdışında pasaportuna el konulmuş ve 476 sayılı utanç belgesiyle yurda getirilmişti. Onu kendi elleriyle işkence odasına teslim eden. devletti!...

İşte bir çırpıda ve ilgiyle okuyacağınız sıradışı bir yüzbaşının dramını anlatan bu kitap; Savaşa, aşka, ihtilale, işkenceye ve inanılmaz olaylarla yakın bir tarihe tanıklık ediyor! Barışın, sevginin, hoşgörünün, evrenselliğin ve demokrasinin önemini ortaya koyuyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat