#smrgKİTABEVİ Eleştiri: Anlamı ve İşlevi - 2002

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Umut Matbaası
Dizi Adı:
Düşünce Dizisi: 74
ISBN-10:
975355513
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Ahmet Aydoğan
Stok Kodu:
1199039486
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
212 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
114,10
Havale/EFT ile: 110,68
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199039486
425515
Eleştiri: Anlamı ve İşlevi -        2002
Eleştiri: Anlamı ve İşlevi - 2002 #smrgKİTABEVİ
114.10
Çağımızdaki gibi insanların bilgelikle bilgiyi, bilgi ile malûmatı, mümkün ile zorunlu, geçici ile kalıcı olanı birbirine karıştırdığı ve hayatın meselelerini mühendisliğin tabirleriyle çözmeye kalkıştığı bir zamanda dünya, tarihin kaydetmediği yeni bir darkafalılık ve bağnazlık tipine sahne olmaktadır.

Bu, mekânla değil zamanla ilgili bir taşralılıktır; çünkü onlar için tarih, zamanlarını tamamlayıp kullanımdan kaldırılmış insani tekniklerin bir çetelesinden ibarettir; çünkü onlar için dünya, içinde ölülerin hiçbir payının bulunmadığı, sadece yaşayanların mülküdür. Bu tür taşralılığın arz ettiği tehlike hepimizin, yeryüzündeki bütün halkların, hep birlikte taşralı olabileceğidir; ve taşralı olmakla yetinmeyenler sadece birer münzevi olabilirler. Eğer bu tür taşralılık tahammül anlamında, daha büyük bir hoşgörüye yol açmış olsaydı, bunun için söylenecek daha fazla şey olabilirdi; fakat bu öyle görünüyor ki ayırt edici bir dogma yahut standardı muhafaza etmemiz gereken meselelerde bizim kayıtsız kalmamıza; mahallî ya da kişisel tercihe bırakılabilecek meselelerde ise hoşgörüsüz olmamıza meydan verecektir muhtemelen.

Eleştiri böyle bir zamanda sesini her zamankinden daha gür ve yüksek perdeden çıkarmalıdır. (Tanıtım Bülteninden)

Çağımızdaki gibi insanların bilgelikle bilgiyi, bilgi ile malûmatı, mümkün ile zorunlu, geçici ile kalıcı olanı birbirine karıştırdığı ve hayatın meselelerini mühendisliğin tabirleriyle çözmeye kalkıştığı bir zamanda dünya, tarihin kaydetmediği yeni bir darkafalılık ve bağnazlık tipine sahne olmaktadır.

Bu, mekânla değil zamanla ilgili bir taşralılıktır; çünkü onlar için tarih, zamanlarını tamamlayıp kullanımdan kaldırılmış insani tekniklerin bir çetelesinden ibarettir; çünkü onlar için dünya, içinde ölülerin hiçbir payının bulunmadığı, sadece yaşayanların mülküdür. Bu tür taşralılığın arz ettiği tehlike hepimizin, yeryüzündeki bütün halkların, hep birlikte taşralı olabileceğidir; ve taşralı olmakla yetinmeyenler sadece birer münzevi olabilirler. Eğer bu tür taşralılık tahammül anlamında, daha büyük bir hoşgörüye yol açmış olsaydı, bunun için söylenecek daha fazla şey olabilirdi; fakat bu öyle görünüyor ki ayırt edici bir dogma yahut standardı muhafaza etmemiz gereken meselelerde bizim kayıtsız kalmamıza; mahallî ya da kişisel tercihe bırakılabilecek meselelerde ise hoşgörüsüz olmamıza meydan verecektir muhtemelen.

Eleştiri böyle bir zamanda sesini her zamankinden daha gür ve yüksek perdeden çıkarmalıdır. (Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat