#smrgKİTABEVİ Emirhan Oğuz Şiiri ve Myndos Geçişi - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9758855971
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
295
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
160,00
Havale/EFT ile:
155,20
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199231392
618316
https://www.simurgkitabevi.com/emirhan-oguz-siiri-ve-myndos-gecisi-2024
Emirhan Oğuz Şiiri ve Myndos Geçişi - 2024 #smrgKİTABEVİ
160.00
Her yıl vermekte olduğumuz Altın Portakal Şiir Ödülü'nün, jürilerinin saygınlığıyla da bütünleşerek ülkemizin en önemli edebiyat ödüllerinden biri haline gelmesi bizi sevindirmektedir. Şiir Ödülü alan şairlerimiz için düzenlediğimiz sempozyumlara sunulan bildirileri kitap bütünlüğünde yayınlatarak, Türk şiirinin gelişimine katkıda bulunmak da bir o kadar gurur verici. Şairler, duyargalarımızda Bir toplum fenalıklara gebeyse bunu en erken şairler hisseder. Kulaklarını toplumun böğrüne, gözlerini ufka saplamış bir şair bazen bir şiir yazar; okuyanlar, olacak olanlar kadar, olmuş olanları da kavrar, uyanır, ayırt eder...
12 Eylül'de aydınlarını, şairlerini, yazarlarını hapse atanların, toplumu duyargalarından koparmaya yeltenenlerin, sezgi gücümüzü iğdiş etmeye kalkanların, beklentileri boş çıktı: Şiir güçlenerek serpildi; ozanlar, yine ozanların külleriyle beslendi. 80'li yılların baskıcı uygulamalarıyla, o baskıyı doğrudan yaşayarak yüzleşen Emirhan Oğuz şiiri bu önlenemez duyarlığın ifadesidir. Şairin kötülük karşısındaki tek silahı dizelerdir:
ateşi çalmaya gittim promete'nin dağlara zincirli bileklerinden
geçip buzakesmiş yanardağ ağızlarında uğuldayan rüzgâr mızraklarından
Dizeler, fenalığa karşı başka tür bir fenalık aracı değildir. Şiir, bir araç değildir; kendi içinde bir amaçtır. Tam da bu nedenle, Emirhan Oğuz'un dizelerinde kan davasından eser yoktur. Buna karşın, hızlanarak koşup da, tam sıçrayacağı çizgiye geldiğinde durmaya kalkan bir gövdenin ileri doğru atılmaya hazır şiddeti yansır dizelere:
uzun yoldan gelmişim gökkuşağının ağılı bir tırpanla biçildiği çağlardan
haramiler kesmiş suyun başını, yolların bacını verip gelmişim
12 Eylül'de aydınlarını, şairlerini, yazarlarını hapse atanların, toplumu duyargalarından koparmaya yeltenenlerin, sezgi gücümüzü iğdiş etmeye kalkanların, beklentileri boş çıktı: Şiir güçlenerek serpildi; ozanlar, yine ozanların külleriyle beslendi. 80'li yılların baskıcı uygulamalarıyla, o baskıyı doğrudan yaşayarak yüzleşen Emirhan Oğuz şiiri bu önlenemez duyarlığın ifadesidir. Şairin kötülük karşısındaki tek silahı dizelerdir:
ateşi çalmaya gittim promete'nin dağlara zincirli bileklerinden
geçip buzakesmiş yanardağ ağızlarında uğuldayan rüzgâr mızraklarından
Dizeler, fenalığa karşı başka tür bir fenalık aracı değildir. Şiir, bir araç değildir; kendi içinde bir amaçtır. Tam da bu nedenle, Emirhan Oğuz'un dizelerinde kan davasından eser yoktur. Buna karşın, hızlanarak koşup da, tam sıçrayacağı çizgiye geldiğinde durmaya kalkan bir gövdenin ileri doğru atılmaya hazır şiddeti yansır dizelere:
uzun yoldan gelmişim gökkuşağının ağılı bir tırpanla biçildiği çağlardan
haramiler kesmiş suyun başını, yolların bacını verip gelmişim
Her yıl vermekte olduğumuz Altın Portakal Şiir Ödülü'nün, jürilerinin saygınlığıyla da bütünleşerek ülkemizin en önemli edebiyat ödüllerinden biri haline gelmesi bizi sevindirmektedir. Şiir Ödülü alan şairlerimiz için düzenlediğimiz sempozyumlara sunulan bildirileri kitap bütünlüğünde yayınlatarak, Türk şiirinin gelişimine katkıda bulunmak da bir o kadar gurur verici. Şairler, duyargalarımızda Bir toplum fenalıklara gebeyse bunu en erken şairler hisseder. Kulaklarını toplumun böğrüne, gözlerini ufka saplamış bir şair bazen bir şiir yazar; okuyanlar, olacak olanlar kadar, olmuş olanları da kavrar, uyanır, ayırt eder...
12 Eylül'de aydınlarını, şairlerini, yazarlarını hapse atanların, toplumu duyargalarından koparmaya yeltenenlerin, sezgi gücümüzü iğdiş etmeye kalkanların, beklentileri boş çıktı: Şiir güçlenerek serpildi; ozanlar, yine ozanların külleriyle beslendi. 80'li yılların baskıcı uygulamalarıyla, o baskıyı doğrudan yaşayarak yüzleşen Emirhan Oğuz şiiri bu önlenemez duyarlığın ifadesidir. Şairin kötülük karşısındaki tek silahı dizelerdir:
ateşi çalmaya gittim promete'nin dağlara zincirli bileklerinden
geçip buzakesmiş yanardağ ağızlarında uğuldayan rüzgâr mızraklarından
Dizeler, fenalığa karşı başka tür bir fenalık aracı değildir. Şiir, bir araç değildir; kendi içinde bir amaçtır. Tam da bu nedenle, Emirhan Oğuz'un dizelerinde kan davasından eser yoktur. Buna karşın, hızlanarak koşup da, tam sıçrayacağı çizgiye geldiğinde durmaya kalkan bir gövdenin ileri doğru atılmaya hazır şiddeti yansır dizelere:
uzun yoldan gelmişim gökkuşağının ağılı bir tırpanla biçildiği çağlardan
haramiler kesmiş suyun başını, yolların bacını verip gelmişim
12 Eylül'de aydınlarını, şairlerini, yazarlarını hapse atanların, toplumu duyargalarından koparmaya yeltenenlerin, sezgi gücümüzü iğdiş etmeye kalkanların, beklentileri boş çıktı: Şiir güçlenerek serpildi; ozanlar, yine ozanların külleriyle beslendi. 80'li yılların baskıcı uygulamalarıyla, o baskıyı doğrudan yaşayarak yüzleşen Emirhan Oğuz şiiri bu önlenemez duyarlığın ifadesidir. Şairin kötülük karşısındaki tek silahı dizelerdir:
ateşi çalmaya gittim promete'nin dağlara zincirli bileklerinden
geçip buzakesmiş yanardağ ağızlarında uğuldayan rüzgâr mızraklarından
Dizeler, fenalığa karşı başka tür bir fenalık aracı değildir. Şiir, bir araç değildir; kendi içinde bir amaçtır. Tam da bu nedenle, Emirhan Oğuz'un dizelerinde kan davasından eser yoktur. Buna karşın, hızlanarak koşup da, tam sıçrayacağı çizgiye geldiğinde durmaya kalkan bir gövdenin ileri doğru atılmaya hazır şiddeti yansır dizelere:
uzun yoldan gelmişim gökkuşağının ağılı bir tırpanla biçildiği çağlardan
haramiler kesmiş suyun başını, yolların bacını verip gelmişim
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.