Kadın avukat; adam mühendis. Adam ünlü, hafiften dahi, duyguları dahil kontrolfrik; kadın popüler, zeki ama duygusal zaaflı... İkisi de hoş, iddialı, mütevazı, ebeveyn, bekâr; yaşamda sadelik düşüncede ihtişam mottosunda... İkisi de o mecrada ne gezer bilinmez... Bilinir ama konuşulmaz... Çok şeyin konuşulmadığı gibi... Sohbet minimal ölçekte başlar ve öyle de sürer... İkisi de bilir evrenin karanlık yasası olan; "çok konuşup, yaşamı iğdiş etmeme' durumunda, ritimsizliğin ritmine bırakmayı her şeyi...
İşte, okuyacağınız hikâye bundan ibaret... Basit, sade, bir o kadar tutkulu, ihtişamlı ve karşı konulmaz... Horizontal bir yol hikâyesi... Yola hikâye yazmak için çıkılmaz, yol kendi hikâyesini yazacaktır...
Kadınların neleri duymaktan, nasıl davranılmaktan hoşlanıp, bir bakışla, dokunuşla nasıl baştan çıkarılabileceğini; mutlu edilip, ayağını yerden kesebileceğini, neredeyse kitabını yazacak kadar iyi bilen erkeklere biz kızlar, kendi aramızda "Erkek Orospusu' deriz.