#smrgSAHAF Erol Güney'in Ke(n)disi: Göçmen, Çevirmen, Gazeteci, Sevgili -
"Ataç'la benim de ateşli bir münakaşam olmuştu: Tercüme Bürosu'nun prensiplerine göre her kitap doğrudan doğruya anadilinden çevrilecekti. Yalnız Türkiye'de o dili bilen bir çevirmen bulunamazsa ikinci bir dilden çevrilebilirdi. Ataç'ın kendisi bu prensip üzerinde dayatmıştı. Türkiye'de Latince bilen fazla çevirmen olmadığı için, kendisi Latinceden Plautus'un birçok piyesini çevirmiş ve bu işi çok da güzel yapmıştı. Ama bir de ne göreyim; Dostoyevski'nin 'Kumarbaz'ını çevirmiş! Oysa Türkiye'de o zaman Rusça bilen birkaç iyi çevirmen vardı. Doğal olarak dayanamadım, sordum: 'Kendi koyduğunuz prensiple çeliştiniz. Bunu neden yaptınız?' Bana ne dedi biliyor musunuz? 'Doğru' dedi. 'Rusçayı benden çok daha iyi bilenler var; ama çevirmenler arasında hiç kimse, kumarbazlığın ne demek olduğunu benim kadar bilemez. Onun için bu kitabı en iyi ben çeviririm." Sayfa: 138 - 139
"Ataç'la benim de ateşli bir münakaşam olmuştu: Tercüme Bürosu'nun prensiplerine göre her kitap doğrudan doğruya anadilinden çevrilecekti. Yalnız Türkiye'de o dili bilen bir çevirmen bulunamazsa ikinci bir dilden çevrilebilirdi. Ataç'ın kendisi bu prensip üzerinde dayatmıştı. Türkiye'de Latince bilen fazla çevirmen olmadığı için, kendisi Latinceden Plautus'un birçok piyesini çevirmiş ve bu işi çok da güzel yapmıştı. Ama bir de ne göreyim; Dostoyevski'nin 'Kumarbaz'ını çevirmiş! Oysa Türkiye'de o zaman Rusça bilen birkaç iyi çevirmen vardı. Doğal olarak dayanamadım, sordum: 'Kendi koyduğunuz prensiple çeliştiniz. Bunu neden yaptınız?' Bana ne dedi biliyor musunuz? 'Doğru' dedi. 'Rusçayı benden çok daha iyi bilenler var; ama çevirmenler arasında hiç kimse, kumarbazlığın ne demek olduğunu benim kadar bilemez. Onun için bu kitabı en iyi ben çeviririm." Sayfa: 138 - 139