1831 —1928 yılları arasında çıkan süreli yayınların çeşitliliği ve dağınıklığı gözönüne alınırsa hazırlanan bu toplu katalogun Önemi daha iyi anlaşılır. Katalogun özelliklerine geçmeden evvel kataloğu oluşturan Türk basın hayatı üzerinde kısaca durmak gerekir.
Türk basın hayatı, 25 Cemaziyelevvel 1247 (M. 1831) tarihinde Takvim—i Vekâyi'nin İlk gazete olarak yayımlanması ile başlar. Osmanlı Devleti'nin resmî gazetesi niteliğinde olan bu gazeteyi, 1 Cemaziyelâhir 1256 (M. 1840) tarihinde çıkmaya başlayan Ceride—i Havadis gazetesi izlemiştir. Ceride—i Havadis de resmî nitelikli bir gazetedir. Bu gazete daha sonra Ruzname-i Ceride—i Havadis adıyla günlük bir ek yayın çıkarmıştır.
6 Rebiyülâhır 1277 (M. 1861) tarihinde Agâh Efendi tarafından İstanbul'da Tercüman-ı Ahval gazetesi çıkarılmaya başlanmış, sonra Agâh Efendinin gazetesinde yazıları yayımlanan Şinasi'nin,30 Zilhicce 1278 (M. 1862) de Tasvir-i Efkâr gazetesini çıkarmasıyla, Türk basın hayatı gelişmeye başlamıştır.
İlkelerini belirttiğimiz basın hayatı devlet ve özel kişilerin çıkarmaya başladıkları gazete ve mecmualar sayesinde kısa zamanda gelişme göstermiştir. 1280—1281 (M. 1864) tarihinde bir Matbuat Nizamnamesi yapılarak, 15 Cemaziyelâhir 1281 (M. 1864) de padişahca tasdik olunarak yürürlüğe konulmuştur.
Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde gazete ve mecmua sayısı çoğalmış ve nitelikleri açısından da çeşitlilik göstermiştir. Bunda dönemin siyasî, iktisadî, sosyal ve edebî fikir akımlarının etkisi büyüktür. Tanzimat dönemi sadrazamlarından olan Ali Paşa tarafından hazırlanan "Kararname—i Ali" ile basın denetim altına alınmıştır.
Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girdiği yıl 73 gazete ve derginin çıktığı tespit edilmiştir. 1915 yılında gazete ve mecmua sayısı 6'ya düşmüştür. Bu gazetelerin koleksiyonları da çok eksikdir.
Milli Mücadelemizin başladığı yıllarda İstanbul basını yanında, Anadolu basınının da geliştiğini görmekteyiz. Türk'ün haklı sesini bütün dünyaya duyuran gazeteler, parasızlık ve kâğıt bulamama gibi sıkıntılar içinde zaman zaman gazete sayfalarını küçültmek ve hatta kapanmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu yıllarda İstanbul'da çıkan gazete ve dergiler işgalci devletlerin sansür kurullarınca kuşa çevrilmiş, kendi aleyhlerindeki yazılar sebebiyle birçok gazete kapatılmıştır. Kapanan gazeteler bir başka ad ile mücadelelerine devam etmişlerdir. Millî Kütüphane'de bu dönem gazeteleri üzerinde önemle durularak koleksiyonların tamamlanmasına çalışılmaktadır. (Önsözden)
1831 —1928 yılları arasında çıkan süreli yayınların çeşitliliği ve dağınıklığı gözönüne alınırsa hazırlanan bu toplu katalogun Önemi daha iyi anlaşılır. Katalogun özelliklerine geçmeden evvel kataloğu oluşturan Türk basın hayatı üzerinde kısaca durmak gerekir.
Türk basın hayatı, 25 Cemaziyelevvel 1247 (M. 1831) tarihinde Takvim—i Vekâyi'nin İlk gazete olarak yayımlanması ile başlar. Osmanlı Devleti'nin resmî gazetesi niteliğinde olan bu gazeteyi, 1 Cemaziyelâhir 1256 (M. 1840) tarihinde çıkmaya başlayan Ceride—i Havadis gazetesi izlemiştir. Ceride—i Havadis de resmî nitelikli bir gazetedir. Bu gazete daha sonra Ruzname-i Ceride—i Havadis adıyla günlük bir ek yayın çıkarmıştır.
6 Rebiyülâhır 1277 (M. 1861) tarihinde Agâh Efendi tarafından İstanbul'da Tercüman-ı Ahval gazetesi çıkarılmaya başlanmış, sonra Agâh Efendinin gazetesinde yazıları yayımlanan Şinasi'nin,30 Zilhicce 1278 (M. 1862) de Tasvir-i Efkâr gazetesini çıkarmasıyla, Türk basın hayatı gelişmeye başlamıştır.
İlkelerini belirttiğimiz basın hayatı devlet ve özel kişilerin çıkarmaya başladıkları gazete ve mecmualar sayesinde kısa zamanda gelişme göstermiştir. 1280—1281 (M. 1864) tarihinde bir Matbuat Nizamnamesi yapılarak, 15 Cemaziyelâhir 1281 (M. 1864) de padişahca tasdik olunarak yürürlüğe konulmuştur.
Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde gazete ve mecmua sayısı çoğalmış ve nitelikleri açısından da çeşitlilik göstermiştir. Bunda dönemin siyasî, iktisadî, sosyal ve edebî fikir akımlarının etkisi büyüktür. Tanzimat dönemi sadrazamlarından olan Ali Paşa tarafından hazırlanan "Kararname—i Ali" ile basın denetim altına alınmıştır.
Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girdiği yıl 73 gazete ve derginin çıktığı tespit edilmiştir. 1915 yılında gazete ve mecmua sayısı 6'ya düşmüştür. Bu gazetelerin koleksiyonları da çok eksikdir.
Milli Mücadelemizin başladığı yıllarda İstanbul basını yanında, Anadolu basınının da geliştiğini görmekteyiz. Türk'ün haklı sesini bütün dünyaya duyuran gazeteler, parasızlık ve kâğıt bulamama gibi sıkıntılar içinde zaman zaman gazete sayfalarını küçültmek ve hatta kapanmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmışlardır. Bu yıllarda İstanbul'da çıkan gazete ve dergiler işgalci devletlerin sansür kurullarınca kuşa çevrilmiş, kendi aleyhlerindeki yazılar sebebiyle birçok gazete kapatılmıştır. Kapanan gazeteler bir başka ad ile mücadelelerine devam etmişlerdir. Millî Kütüphane'de bu dönem gazeteleri üzerinde önemle durularak koleksiyonların tamamlanmasına çalışılmaktadır. (Önsözden)