#smrgKİTABEVİ Eski Kürt Öyküleri -
Kürt halkının sosyolojik yapısıyla ilgilenen bilim adamları, sosyolojik verileri elde etme güçlükleriyle karşılaştıklarında eski söylencelere, uzun kış günlerinde anlatılan destanlara, başvurmuşlar, bunları başvuru kaynakları olarak kullanmışlardır.
Öykülere duyulan bu ilgi, edebi anlamda değil, daha çok dilbilimi ve filolojik ilgiden dolayıdır. Bu konuda en kapsamlı çalışmayı yapanların başında Alman Eugen Pryme, Albert Socin, Peter Lerch ve Oskar Mann gelmektedir.
Batılı dilbilimcileri ve Kürdologlar, Kürt halk öykülerini genelde sözcük haznesi, diyalekt farklılıkları, gramer ve sözbilimi gibi konuları incelemek amacıyla derledikleri için Kürtçeden Almancaya Batılı Oryantalistler tarafından yapılan çevirilerin edebi dil ve yapıdan uzak olmasınıda beraberinde getirmiştir. Bu nedenle öykülerin Türkçe çevirilerini yeniden düzenleme zorunluluğu doğdu. Okuyucunun kitapta okuduğu öyküleri kaynak kitaplarla karşılaştırdığı zaman şaşkınlığa düşmemesi gerekir.
1869 sonbaharında Kürt öykülerini toplamak ve Kürt Dili üzerinde araştırmalar yapmak üzere Kürdistan'a giden iki dilbilimci Albert Socin ve Eugen Prym 1881'de yayımladıkları iki ciltlik eserlerinde, Kürt öykülerini anlatan kişinin Süryani kökenli olduğunu belirtirler. Cano isimli Süryani'nin ana dilinden hariç Kürtçe, Arapça, Türkçe'yi çok iyi bildiğini ve ayrıca çok geniş bir hikaye hazinesine sahip olup bunları çok kısa bir dönemde anlattığını yazarlar. Kitapta öykülerini çevirdiğimiz Kürdologlardan biri de Peter Lerch'dir. Lerch, 1857 yılında basılan "Forschungen über die Kurden? adlı kitabındaki Kürt öykülerini 1855 yılında Osmanlı-Rus (Kırım) Savaşında esir kampında tutsak olarak tutulan Kürtler'den dinleyerek derlemiştir. Petersburg Bilimler Akademisi adına Kürtçe üzerine araştırmalar yapmak üzere görevlendirilen Oryantalist ve Kürdolog Peter Lerch'in yürüttüğü çalışmalarda en değerli bilgileri o dönemde Harput Sancağı'nın Palu kazasına bağlı Kasan köyü doğumlu, Sıvan isimli Zaza asiretinden olan Hasan adlı kişi vermiştir.
Kürt halkının sosyolojik yapısıyla ilgilenen bilim adamları, sosyolojik verileri elde etme güçlükleriyle karşılaştıklarında eski söylencelere, uzun kış günlerinde anlatılan destanlara, başvurmuşlar, bunları başvuru kaynakları olarak kullanmışlardır.
Öykülere duyulan bu ilgi, edebi anlamda değil, daha çok dilbilimi ve filolojik ilgiden dolayıdır. Bu konuda en kapsamlı çalışmayı yapanların başında Alman Eugen Pryme, Albert Socin, Peter Lerch ve Oskar Mann gelmektedir.
Batılı dilbilimcileri ve Kürdologlar, Kürt halk öykülerini genelde sözcük haznesi, diyalekt farklılıkları, gramer ve sözbilimi gibi konuları incelemek amacıyla derledikleri için Kürtçeden Almancaya Batılı Oryantalistler tarafından yapılan çevirilerin edebi dil ve yapıdan uzak olmasınıda beraberinde getirmiştir. Bu nedenle öykülerin Türkçe çevirilerini yeniden düzenleme zorunluluğu doğdu. Okuyucunun kitapta okuduğu öyküleri kaynak kitaplarla karşılaştırdığı zaman şaşkınlığa düşmemesi gerekir.
1869 sonbaharında Kürt öykülerini toplamak ve Kürt Dili üzerinde araştırmalar yapmak üzere Kürdistan'a giden iki dilbilimci Albert Socin ve Eugen Prym 1881'de yayımladıkları iki ciltlik eserlerinde, Kürt öykülerini anlatan kişinin Süryani kökenli olduğunu belirtirler. Cano isimli Süryani'nin ana dilinden hariç Kürtçe, Arapça, Türkçe'yi çok iyi bildiğini ve ayrıca çok geniş bir hikaye hazinesine sahip olup bunları çok kısa bir dönemde anlattığını yazarlar. Kitapta öykülerini çevirdiğimiz Kürdologlardan biri de Peter Lerch'dir. Lerch, 1857 yılında basılan "Forschungen über die Kurden? adlı kitabındaki Kürt öykülerini 1855 yılında Osmanlı-Rus (Kırım) Savaşında esir kampında tutsak olarak tutulan Kürtler'den dinleyerek derlemiştir. Petersburg Bilimler Akademisi adına Kürtçe üzerine araştırmalar yapmak üzere görevlendirilen Oryantalist ve Kürdolog Peter Lerch'in yürüttüğü çalışmalarda en değerli bilgileri o dönemde Harput Sancağı'nın Palu kazasına bağlı Kasan köyü doğumlu, Sıvan isimli Zaza asiretinden olan Hasan adlı kişi vermiştir.