#smrgSAHAF Eski Osmanlı Seferlerinden Niş - Belgrad - Salakamin - Petrovaradin - Lugoş - Tımışvar Kuşatma ve Meydan Muharebeleri (1690 - 1696) - 1939

Basıldığı Matbaa:
İstanbul Askeri Matbaası
Stok Kodu:
1199073634
Boyut:
20x27
Sayfa Sayısı:
117 s. + 20 Kroki
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1939
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199073634
459523
Eski Osmanlı Seferlerinden Niş - Belgrad - Salakamin - Petrovaradin - Lugoş - Tımışvar Kuşatma ve Meydan Muharebeleri (1690 - 1696) -        1939
Eski Osmanlı Seferlerinden Niş - Belgrad - Salakamin - Petrovaradin - Lugoş - Tımışvar Kuşatma ve Meydan Muharebeleri (1690 - 1696) - 1939 #smrgSAHAF
0.00
Batı Türkleri (Osmanlılar) devletlerini kurarlarken etraflarındakilerle çetin uğraşmalara mecbur olmuşlar, sık sık büyük meydan muharebeleri yapmak zorunda kalmışlardı. Bunların hemen hepsi kazanılmış birer yoketme muharebesi idi. Devletin kurulması esaslanıp ta genişleme devri başlayınca meydan muharebeleri seyrekleşti. Fakat yapılanların hepsi yine birer Mohaçtı. Genişleme durunca muharebeler tekrar sıklaşır gibi oldu. Lâkin artık yok etmeliler görülmüyor, içlerinde hattâ başarımsızlara bile rastlanıyordu. İkinci Viyana kuşatması (1683) imparatorluğun yeni bir taarruz hamlesi oldu. Fakat bu atılış geri döndü ve bu dönüşle gerileme başladı. Bu devrin başındaki direnme muharebelerinin çoğu kaybedildi. Gerçi aralarında bazıları başarımlı oldu ve gerilemeyi bir müddet durdurdular. Bunlar koyu karanlık kış gecelerinde gök yüzünde tek tük parıldayan yıldızlar gibidirler. San'at bakımından büyük bir kıymetleri yoktur. Harp güdemi noktasından da birşey öğretmezler. Kıymetleri, iyi bir komutanın elinde bulundukça en fena zamanlarda bile Türkün ne büyük bir kabiliyeti olduğunu göstermelerindedir. Bize en kötü şartlar karşısında kalmıldığı anlarda dahi muvaffak olmaktan umut kesilmemesini öğretirler, kendimize olan güven ve inanışımızı arttırırlar. Bizim bu eserde incelediğimiz muharebeler bunlardır ve bunun için onları inceliyoruz. (Önsözden)
Batı Türkleri (Osmanlılar) devletlerini kurarlarken etraflarındakilerle çetin uğraşmalara mecbur olmuşlar, sık sık büyük meydan muharebeleri yapmak zorunda kalmışlardı. Bunların hemen hepsi kazanılmış birer yoketme muharebesi idi. Devletin kurulması esaslanıp ta genişleme devri başlayınca meydan muharebeleri seyrekleşti. Fakat yapılanların hepsi yine birer Mohaçtı. Genişleme durunca muharebeler tekrar sıklaşır gibi oldu. Lâkin artık yok etmeliler görülmüyor, içlerinde hattâ başarımsızlara bile rastlanıyordu. İkinci Viyana kuşatması (1683) imparatorluğun yeni bir taarruz hamlesi oldu. Fakat bu atılış geri döndü ve bu dönüşle gerileme başladı. Bu devrin başındaki direnme muharebelerinin çoğu kaybedildi. Gerçi aralarında bazıları başarımlı oldu ve gerilemeyi bir müddet durdurdular. Bunlar koyu karanlık kış gecelerinde gök yüzünde tek tük parıldayan yıldızlar gibidirler. San'at bakımından büyük bir kıymetleri yoktur. Harp güdemi noktasından da birşey öğretmezler. Kıymetleri, iyi bir komutanın elinde bulundukça en fena zamanlarda bile Türkün ne büyük bir kabiliyeti olduğunu göstermelerindedir. Bize en kötü şartlar karşısında kalmıldığı anlarda dahi muvaffak olmaktan umut kesilmemesini öğretirler, kendimize olan güven ve inanışımızı arttırırlar. Bizim bu eserde incelediğimiz muharebeler bunlardır ve bunun için onları inceliyoruz. (Önsözden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat