#smrgKİTABEVİ Eski Uygur Türkçesinde Budizm ve Manihaizm Terimleri -
Mani'nin Budizm, Zurvanizm, Hristiyanlık ve kendi düşüncelerinden oluşturduğu Manihaizm, doğuda ve batıda güçlü bir taraftar kitlesi yaratmıştır. Doğuda özellikle Soğud ve Toharların ve daha sonra da Çin ve Uygurların bu öğretiyi sahiplenmeleri sonucunda bu öğreti hızla yayılmıştır. Fakat bu hızlı bir yayılma alanına sahip olan öğreti gittiği, yerlerde de başka dinlerle ya da öğretilerle karşılaşmıştır. Böylece pek çok din ya da öğretilerle yan yana yaşayan Manihaizm, çeşitli nedenlerden dolayı bunlardan etkilenmiş ve daha sonrada yayıldığı topraklarda yok olup gitmiştir.
Uygurlar arasında da 762/3 tarihinde Bögü'nün Manihaizmi özellikle siyasi nedenlerden dolayı resmi devlet dini olarak ilan ettiği bilinmektedir. Uygurlar, bu dinin savunuculuğunu üstlenmekle birlikte bu inancı konu edinen Budist eserler kadar olmasa da pek çok dinî eser ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda Budist Uygur metinleri ile Manihaist Uygur metinlerini karşılaştırdığımızda pek çok terimin ortaklık gösterdiğini görebilmekteyiz. Budist Uygur metinleri ve Manihaist Uygur metinlerinde Buddhalar, Buddha ve Mani'nin öğretileri, Tanrılar dünyası, canlılar dünyası, ahlâk, ıstırap, akıbet, zaman düşüncesi gibi her iki öğretide de temel olan bazı terimlerin ortaklık ya da benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Bu terimler, her iki öğretide de karşılaştırılmış ve bu terimlerin her iki öğretideki anlamları verilmiştir. Böylece bu iki öğretinin benzerlik gösterdiği terimlerin bire bir olmasa da yaklaşık olarak aynı anlamda kullanıldığı tespit edilmiştir. - Hacer Tokyürek
Türkler, tarihte ortaya çıktıkları ilk zamandan bugüne kadar farklı dinî inançları benimsemişlerdir. Buna bağlı olarak bulundukları bölgelerde çeşitli kültür daireleri de meydana getirmişlerdir. Göktürk Devleti'nin ortadan kalkmasından sonra Türk İmparatorluğu'nun yeni varisleri olan Uygurlar arasında Gök-Tanrı inancı zayıflamaya başlamış, Maniheizm ve Budizm yaygınlaşmıştır. Uygurlar henüz Ötüken bölgesinde iken Mani dini ile tanışmış, Ötüken Uygur Devleti Kağanı Bögü Kağan bu dini resmen devlet dini olarak kabul etmiştir. Uygur halkı da Koço ve Turfan bölgelerine göç etmelerinin ardından Maniheist inancın zayıflamaya başlamasıyla gittikçe Budizm'i benimsemişlerdir. Uygurların yerleşik hayata geçerek kentler ve ibadethaneler inşa etmeleri, Maniheizm ve Budizm'in kültür yapılarına intibak sağlamaları sonucu söz konusu dinlerin inanç esaslarını yeni mensuplarına tanıtmak ve öğretmek için büyük bir tercüme faaliyetine girişilmiştir. Özellikle Çinçe, Tibetçe, Toharca, Soğdça ve Sanskrit dilinden Eski Uygurcaya tercüme yoluyla birçok eser kazandırılmıştır. Uygurca olarak yazılmış metinlerin büyük bir kısmı Turfan, Koço, Hami şehirleri ile Kansu şehrinde bulunan Tun-huang mağaralarında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılmıştır. - Aslı Zengin
Mani'nin Budizm, Zurvanizm, Hristiyanlık ve kendi düşüncelerinden oluşturduğu Manihaizm, doğuda ve batıda güçlü bir taraftar kitlesi yaratmıştır. Doğuda özellikle Soğud ve Toharların ve daha sonra da Çin ve Uygurların bu öğretiyi sahiplenmeleri sonucunda bu öğreti hızla yayılmıştır. Fakat bu hızlı bir yayılma alanına sahip olan öğreti gittiği, yerlerde de başka dinlerle ya da öğretilerle karşılaşmıştır. Böylece pek çok din ya da öğretilerle yan yana yaşayan Manihaizm, çeşitli nedenlerden dolayı bunlardan etkilenmiş ve daha sonrada yayıldığı topraklarda yok olup gitmiştir.
Uygurlar arasında da 762/3 tarihinde Bögü'nün Manihaizmi özellikle siyasi nedenlerden dolayı resmi devlet dini olarak ilan ettiği bilinmektedir. Uygurlar, bu dinin savunuculuğunu üstlenmekle birlikte bu inancı konu edinen Budist eserler kadar olmasa da pek çok dinî eser ortaya koymuşlardır. Bu bağlamda Budist Uygur metinleri ile Manihaist Uygur metinlerini karşılaştırdığımızda pek çok terimin ortaklık gösterdiğini görebilmekteyiz. Budist Uygur metinleri ve Manihaist Uygur metinlerinde Buddhalar, Buddha ve Mani'nin öğretileri, Tanrılar dünyası, canlılar dünyası, ahlâk, ıstırap, akıbet, zaman düşüncesi gibi her iki öğretide de temel olan bazı terimlerin ortaklık ya da benzerlik gösterdiği saptanmıştır. Bu terimler, her iki öğretide de karşılaştırılmış ve bu terimlerin her iki öğretideki anlamları verilmiştir. Böylece bu iki öğretinin benzerlik gösterdiği terimlerin bire bir olmasa da yaklaşık olarak aynı anlamda kullanıldığı tespit edilmiştir. - Hacer Tokyürek
Türkler, tarihte ortaya çıktıkları ilk zamandan bugüne kadar farklı dinî inançları benimsemişlerdir. Buna bağlı olarak bulundukları bölgelerde çeşitli kültür daireleri de meydana getirmişlerdir. Göktürk Devleti'nin ortadan kalkmasından sonra Türk İmparatorluğu'nun yeni varisleri olan Uygurlar arasında Gök-Tanrı inancı zayıflamaya başlamış, Maniheizm ve Budizm yaygınlaşmıştır. Uygurlar henüz Ötüken bölgesinde iken Mani dini ile tanışmış, Ötüken Uygur Devleti Kağanı Bögü Kağan bu dini resmen devlet dini olarak kabul etmiştir. Uygur halkı da Koço ve Turfan bölgelerine göç etmelerinin ardından Maniheist inancın zayıflamaya başlamasıyla gittikçe Budizm'i benimsemişlerdir. Uygurların yerleşik hayata geçerek kentler ve ibadethaneler inşa etmeleri, Maniheizm ve Budizm'in kültür yapılarına intibak sağlamaları sonucu söz konusu dinlerin inanç esaslarını yeni mensuplarına tanıtmak ve öğretmek için büyük bir tercüme faaliyetine girişilmiştir. Özellikle Çinçe, Tibetçe, Toharca, Soğdça ve Sanskrit dilinden Eski Uygurcaya tercüme yoluyla birçok eser kazandırılmıştır. Uygurca olarak yazılmış metinlerin büyük bir kısmı Turfan, Koço, Hami şehirleri ile Kansu şehrinde bulunan Tun-huang mağaralarında gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılmıştır. - Aslı Zengin