#smrgKİTABEVİ Estetik - 2013
Daidalos yontuculuğu bulan, Kekrops soyundan kral ailesinden gelen Atinalı mimar, neyi arıyor ve neyi buluyor? Yanıtı yazar veriyor:
"Nesnenin özünü ortaya çıkaran biçimi. Yani "güzel"i. Bizde, bu kavramın çekiciliğine kapılmadan, onu arayacağız. Çünkü, her güzellik, günaha çağrıdır. Bu günaha beni çağıran "güzel"i hangi dolambaçta bulacağımı bildiğimi sanıyorum. Hiçbir canavarı öldürme gereksinimi duymadan, "güzele" varacağız."
Kitabı okuduğunuzda Vecihi Timuroğlu'nun ulaştığı "güzel"i, siz de göreceksiniz. Özellikle günümüzde yaşanan "çirkinlikler" karşısında...
Vecihi Timuroğlu'nun önemli boşluğu dolduran bu başucu kitabı, satır aralarında, eski Yunan'dan günümüze dek estetiğin devrimci değişimini, özgürlüğün sanatsal yaratışın kaynağı olduğunu, Marks'ın Hegel'den farklı olan değişim ve dönüşümü sağlayan diyalektik anlayışını dile getirirken; düşüncenin işleyişi açısından özgür çalışmayı ve bağımsız görüş bildirmeyi esas almış, biçim üzerine yoğunlaşmış ve güzellik kavramının özünü sığlaştırmamıştır.
Kitabın önemli bir noktası da, yazarın, sanatçının toplumsal sorumluluğuna özellikle dikkat çekmesidir. Bilhassa, günümüzde ülkemizde yaşanan olaylar karşısında sanatçının "örgütlenmesi", bilinçlenmesi ve tepki göstermesi çok önem taşımaktadır. Bu açıdan baktığımızda da, yazar okuyucuya ışık tutacaktır.
Daidalos yontuculuğu bulan, Kekrops soyundan kral ailesinden gelen Atinalı mimar, neyi arıyor ve neyi buluyor? Yanıtı yazar veriyor:
"Nesnenin özünü ortaya çıkaran biçimi. Yani "güzel"i. Bizde, bu kavramın çekiciliğine kapılmadan, onu arayacağız. Çünkü, her güzellik, günaha çağrıdır. Bu günaha beni çağıran "güzel"i hangi dolambaçta bulacağımı bildiğimi sanıyorum. Hiçbir canavarı öldürme gereksinimi duymadan, "güzele" varacağız."
Kitabı okuduğunuzda Vecihi Timuroğlu'nun ulaştığı "güzel"i, siz de göreceksiniz. Özellikle günümüzde yaşanan "çirkinlikler" karşısında...
Vecihi Timuroğlu'nun önemli boşluğu dolduran bu başucu kitabı, satır aralarında, eski Yunan'dan günümüze dek estetiğin devrimci değişimini, özgürlüğün sanatsal yaratışın kaynağı olduğunu, Marks'ın Hegel'den farklı olan değişim ve dönüşümü sağlayan diyalektik anlayışını dile getirirken; düşüncenin işleyişi açısından özgür çalışmayı ve bağımsız görüş bildirmeyi esas almış, biçim üzerine yoğunlaşmış ve güzellik kavramının özünü sığlaştırmamıştır.
Kitabın önemli bir noktası da, yazarın, sanatçının toplumsal sorumluluğuna özellikle dikkat çekmesidir. Bilhassa, günümüzde ülkemizde yaşanan olaylar karşısında sanatçının "örgütlenmesi", bilinçlenmesi ve tepki göstermesi çok önem taşımaktadır. Bu açıdan baktığımızda da, yazar okuyucuya ışık tutacaktır.