#smrgKİTABEVİ Evdeki Meleği Öldürmek : Feminist Edebiyat Eleştirisi ve Feminist Eleştiri Yazıları - 2024
Aynı zamanda bu kitap bilhassa yaşadığımız coğrafya üzerinde yaralanabilirlik—dünyayla ve başkayla ilişkimizde ve elbette doğanın güçleri karşısında daimi şiddete maruz kaldığımız ve yaralanma tehlikesiyle karşılaştığımız durumlar ve nitelikler—kavramının anlamını açıyor. Bu kavramın Türkiye'de katmanlaşan tarihsel, toplumsal ve bireysel veçhelerini, kimlerin diğerlerinden daha yaralanabilir, daha kırılgan, daha güvencesiz olduğunu araştırarak kendine has hikâyeleştirme biçimini ortaya koyuyor. Bu yanıyla EVDEKİ MELEĞİ ÖLDÜRMEK feminist edebiyat eleştirisini zamansal ve mekânsal olarak genişletiyor. Tam da bu nedenle çok özel ve özenli bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Edebiyat metinlerine sirayet eden ayrımcı, cinsiyetçi, ırkçı ve homofobik politikaların nihailiğine kuşkusunu düşürürken bunların zaman-mekânda kurban yaratmasına direniyor. Direnen bir yazar, direnen bir okur talep ediyor hiç şüphesiz…
Onur Bütün “Giriş” yazısında okura şunları söylüyor:“[…] bu yazılar, kadınların kişisel hikâyelerinden, kadın cinayetlerine, otobiyografik okuma ve yazma yöntemine, bildungsromanlardan, feminist kurama, mücadeleye, edebiyat eleştirisinin farklı biçim ve renklerine kadar çeşitli tartışmalara ve metinlere feminist bir filtreyle yaklaşıyor.”
Deniz Gündoğan İbrişim
Aynı zamanda bu kitap bilhassa yaşadığımız coğrafya üzerinde yaralanabilirlik—dünyayla ve başkayla ilişkimizde ve elbette doğanın güçleri karşısında daimi şiddete maruz kaldığımız ve yaralanma tehlikesiyle karşılaştığımız durumlar ve nitelikler—kavramının anlamını açıyor. Bu kavramın Türkiye'de katmanlaşan tarihsel, toplumsal ve bireysel veçhelerini, kimlerin diğerlerinden daha yaralanabilir, daha kırılgan, daha güvencesiz olduğunu araştırarak kendine has hikâyeleştirme biçimini ortaya koyuyor. Bu yanıyla EVDEKİ MELEĞİ ÖLDÜRMEK feminist edebiyat eleştirisini zamansal ve mekânsal olarak genişletiyor. Tam da bu nedenle çok özel ve özenli bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Edebiyat metinlerine sirayet eden ayrımcı, cinsiyetçi, ırkçı ve homofobik politikaların nihailiğine kuşkusunu düşürürken bunların zaman-mekânda kurban yaratmasına direniyor. Direnen bir yazar, direnen bir okur talep ediyor hiç şüphesiz…
Onur Bütün “Giriş” yazısında okura şunları söylüyor:“[…] bu yazılar, kadınların kişisel hikâyelerinden, kadın cinayetlerine, otobiyografik okuma ve yazma yöntemine, bildungsromanlardan, feminist kurama, mücadeleye, edebiyat eleştirisinin farklı biçim ve renklerine kadar çeşitli tartışmalara ve metinlere feminist bir filtreyle yaklaşıyor.”
Deniz Gündoğan İbrişim