'Bilimci materyalizm' tarihten bağımsız, hadiselerin nedenleri açısından yakın nedensellik tonu yüksek bir deterministik doğacılık vurgusu yapan, beşeri alanları da bu tür açıklama biçimlerine dahil eden bir bakış açısıyken, diyalektik materyalizm, başlangıç koşullarının hadiselerin ortaya çıkışları açısından belirleyici olduğu, determinizmin tek açıklama biçimi olmayıp tarihselliği ifade eden rastlantısallığa da başvuran, kategorik 'evet' ya da 'hayır' yerine 'evet ve hayır'ların çelişkisinden tarihsel bağlamın izlerini taşıyan yenilik çıkacağını öngören bir metodolojik bütündür.
Diyalektik materyalizm, evrimsel biyolojinin tarihselliğine uygun araştırma metodları üretebilirken, 'bilimci materyalizm', evrimsel biyolojinin ilkelerini 'güçlü olan ayakta kalır' karikatürüne indirgeyen ve beşeri alanlara taşıyan avam algının birincil nedenidir denebilir.” der Ergi Deniz Özsoy, Evrimsel Biyoloji Yazıları'nın önsözünde. Biyolojinin, evrim teorisinden koparılmasının, diyalektik materyalizmden arındırılmış beşeri bilimlerin, tüm açıklama gücünü yitirmesine benzetileceği bakış açısıyla devam eden önsözde, asıl vurguyu ülkemizdeki gelişmelere yapar. “...yaratılışçılığın 12 Eylül 1980 darbesi ile birlikte kurumlaşan bağnazlığın ve totaliterliğin verdiği hızlı yükselişidir. Özellikle, 1985'te Milli Eğitim Bakanlığı'nca yaratılışçılığın resmen ders kitaplarına sokulmaya başlanılması, evrim eğitiminin ülkemizdeki tarihi açısından bir kırılma noktasıdır.”
En temelde, bu alıntıyla özetlenebilecek bakış açılarını, uygulamaları ve gelişmeleri kendine dert eden bu kitap, özünde ne bir akademik yayın ne de salt bir roman üretme kaygısıyla yazıldı. Tüm dayanaklarını bilimsel verilerden oluşturan bu yapıt, kurguyla beslenen yaşanmışlıkların öyküleşmesidir.
"Evrim Düşü - Mağaradaki Işık", gerici kuşatmanın, faşizm sınırındaki uygulamaların, bağlamından kopuk akıldışı monologların tüm ekranları ve zihinlerimizi kirlettiği medya ortamında, sevgiyi, dayanışmayı, paylaşmayı, yoldaşlığı çoğaltması umuduyla kaleme alınmış bir kitap...