Fatih'in tesis ettiği vakıfların, bugün elimizde büyüklü, küçüklü, birbirinden oldukça farklı müteaddit Arapça vakfiyeleri mevcuttur.
Neşrettiğimiz metnin ihtiva ettiği tafsilât yukarıda bahsettiğimiz vakfiyedeki tafsilâta tekabül etmektedir. Bu itibarla Arapça vakfiyenin yeni bir tercümesini neşretmekten ise edebî ve tarihî kıymeti bariz olan bu eski tercümeyi neşretmeği muhtelif bakımlardan faydalı bulduk. Elimizdeki bu nüshanın çok itinalı bir surette tercüme edilmiş ve büyük bir dikkatle yazılmış bulunması tarihî bir vesika olmak bakımından ehemmiyetini arttırmaktadır.
İstanbulun, Bizans devletinin merkezi olmaktan çıkıp haşmetli Türk İmparatorluğunun merkezi haline getirildiği zamanlardaki kadastrosunun tesbiti, yalnız bu şehrin tarihî topografyası noktasından değil, umumiyetle arkeoloji, içtimaî ve iktisadî tarih bakımından da çok ehemmiyetlidir.
Karanlık bir mevzuun, üzerinde henüz lâyikile durulmamış, diğerleri gibi Cumhuriyet devrine kalmış bir ilim işinin ana kaynaklarından birini teşkil eden ve devrinin ihticaca en salih belgelerinden olduğu şüphe götürmiyen vakfiyelerle ve vakfa ait vesikalarla tenvir ve izahı suretile ecdadın iyilik temayüllerini genç nesle anlatmak ve bugüne kadar ilim âlemine kapalı kalan kültür hazinelerinden birinin kapısını açmak istiyoruz.
Fatih'in tesis ettiği vakıfların, bugün elimizde büyüklü, küçüklü, birbirinden oldukça farklı müteaddit Arapça vakfiyeleri mevcuttur.
Neşrettiğimiz metnin ihtiva ettiği tafsilât yukarıda bahsettiğimiz vakfiyedeki tafsilâta tekabül etmektedir. Bu itibarla Arapça vakfiyenin yeni bir tercümesini neşretmekten ise edebî ve tarihî kıymeti bariz olan bu eski tercümeyi neşretmeği muhtelif bakımlardan faydalı bulduk. Elimizdeki bu nüshanın çok itinalı bir surette tercüme edilmiş ve büyük bir dikkatle yazılmış bulunması tarihî bir vesika olmak bakımından ehemmiyetini arttırmaktadır.
İstanbulun, Bizans devletinin merkezi olmaktan çıkıp haşmetli Türk İmparatorluğunun merkezi haline getirildiği zamanlardaki kadastrosunun tesbiti, yalnız bu şehrin tarihî topografyası noktasından değil, umumiyetle arkeoloji, içtimaî ve iktisadî tarih bakımından da çok ehemmiyetlidir.
Karanlık bir mevzuun, üzerinde henüz lâyikile durulmamış, diğerleri gibi Cumhuriyet devrine kalmış bir ilim işinin ana kaynaklarından birini teşkil eden ve devrinin ihticaca en salih belgelerinden olduğu şüphe götürmiyen vakfiyelerle ve vakfa ait vesikalarla tenvir ve izahı suretile ecdadın iyilik temayüllerini genç nesle anlatmak ve bugüne kadar ilim âlemine kapalı kalan kültür hazinelerinden birinin kapısını açmak istiyoruz.