#smrgSAHAF Fatih Sultan Mehmed: Osmanlı Devleti'ni Avrasya İmparatorluğu'na Dönüştüren Hükümdar CİLTLİ -

Basıldığı Matbaa:
Cem Turan Ofset
Dizi Adı:
Tarih
Stok Kodu:
1199114634
Boyut:
22,5x30
Sayfa Sayısı:
131 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199114634
500371
Fatih Sultan Mehmed: Osmanlı Devleti'ni Avrasya İmparatorluğu'na Dönüştüren Hükümdar CİLTLİ -
Fatih Sultan Mehmed: Osmanlı Devleti'ni Avrasya İmparatorluğu'na Dönüştüren Hükümdar CİLTLİ - #smrgSAHAF
0.00
Ne yazık ki, yüzyıllara dayanan önyargılar ve önyargılı değerlendirmeler, tarihin doğru ve kendi gerçekliği içerisinde algılanmasını önlemektedir. Özellikle 16. yüzyıl öncesi söz konusu olduğunda, Batı kaynaklarıyla Osmanlı kaynakları arasındaki birbiriyle çelişik değerlendirme ve bilgilere rastlanmaktadır. Üstelik, her ikisi de yetersizdir. Bunlar, günümüz tarihçisinin çalışmasını nesnel bir çizgi üzerinde yürütmesini önemli ölçüde engellemektedir.

Bu kitabın konusu olan II. Mehmed ve çağı ele alınmak gerektiğinde, Osmanlı vakayinamecilerinin çok sonraları kaleme aldıkları, birbiriyle örtüşmeyen anlatılarıyla (ki, bazı 'istisna'lar dışında bunlar Osmanlı'yı, eylemlerini ve padişahları yüceltmekten geri kalmazlar) ve günümüze kalan pek az sayıdaki belgeyle yetinmek durumunda kalınmaktadır. Batı kaynaklan ise, Osmanlı'nın "Hıristiyan dünyasını istila etmesinin" hıncının, buna karşı oluşan "Haçlı ruhu"nun yönlendirmesiyle yazıldığından, oldukça taraflıdır. Bizdeki tarih kitaplarında tanık olduğumuz yenilgileri gizleme, başarısızlıkları geçiştirme, gerçekleri örtbas etmeye çalışarak sudan nedenler ileri sürme tutumu, başka bir biçimde karşımıza çıkmaktadır.

Birçok Osmanlı padişahının annesi gibi Mehmed'in annesinin de bir "köle" olduğu yolundaki görüşleri geniş bir kesim, annesinin gayrimüslim olmasını padişaha hakaret gibi alıp, şiddetle ve nefretle kınarlar. Osmanlı sultanlarından birçoğunun kusurları, eksiklikleri ve yanlışları rahatça ortaya konulabilirken, ikisi üçünün dokunulmaz kılındığına, "tabu"laştırıldığına tanık olunur. Bunun, anlaşılabilir (ama haklı sayılamayacak) nedenleri olabilirse de, nesnel tarih açısından bakıldığında, çağdışı bir duyarlık olduğunu belirtmek zorundayız. Tarih olaylarını ve kişilerini yaşadıkları / yaşandığı çağın koşullan içerisinde değerlendirmeyip "tarihperest" olursak, çağımıza yabancılaşırız.

Ne yazık ki, yüzyıllara dayanan önyargılar ve önyargılı değerlendirmeler, tarihin doğru ve kendi gerçekliği içerisinde algılanmasını önlemektedir. Özellikle 16. yüzyıl öncesi söz konusu olduğunda, Batı kaynaklarıyla Osmanlı kaynakları arasındaki birbiriyle çelişik değerlendirme ve bilgilere rastlanmaktadır. Üstelik, her ikisi de yetersizdir. Bunlar, günümüz tarihçisinin çalışmasını nesnel bir çizgi üzerinde yürütmesini önemli ölçüde engellemektedir.

Bu kitabın konusu olan II. Mehmed ve çağı ele alınmak gerektiğinde, Osmanlı vakayinamecilerinin çok sonraları kaleme aldıkları, birbiriyle örtüşmeyen anlatılarıyla (ki, bazı 'istisna'lar dışında bunlar Osmanlı'yı, eylemlerini ve padişahları yüceltmekten geri kalmazlar) ve günümüze kalan pek az sayıdaki belgeyle yetinmek durumunda kalınmaktadır. Batı kaynaklan ise, Osmanlı'nın "Hıristiyan dünyasını istila etmesinin" hıncının, buna karşı oluşan "Haçlı ruhu"nun yönlendirmesiyle yazıldığından, oldukça taraflıdır. Bizdeki tarih kitaplarında tanık olduğumuz yenilgileri gizleme, başarısızlıkları geçiştirme, gerçekleri örtbas etmeye çalışarak sudan nedenler ileri sürme tutumu, başka bir biçimde karşımıza çıkmaktadır.

Birçok Osmanlı padişahının annesi gibi Mehmed'in annesinin de bir "köle" olduğu yolundaki görüşleri geniş bir kesim, annesinin gayrimüslim olmasını padişaha hakaret gibi alıp, şiddetle ve nefretle kınarlar. Osmanlı sultanlarından birçoğunun kusurları, eksiklikleri ve yanlışları rahatça ortaya konulabilirken, ikisi üçünün dokunulmaz kılındığına, "tabu"laştırıldığına tanık olunur. Bunun, anlaşılabilir (ama haklı sayılamayacak) nedenleri olabilirse de, nesnel tarih açısından bakıldığında, çağdışı bir duyarlık olduğunu belirtmek zorundayız. Tarih olaylarını ve kişilerini yaşadıkları / yaşandığı çağın koşullan içerisinde değerlendirmeyip "tarihperest" olursak, çağımıza yabancılaşırız.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat