#smrgKİTABEVİ Fck America: Bronsky'nin İtirafları - 2012
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ertem Basım
Dizi Adı:
Edebiyat 1040
ISBN-10:
9789750822872
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
219 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Çeviren:
Feza Şişman
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Fuck America
Kategori:
indirimli
34,20
Havale/EFT ile:
33,17
Stoktan teslim
1199086708
472565
https://www.simurgkitabevi.com/fck-america-bronskynin-itiraflari-2012
Fck America: Bronsky'nin İtirafları - 2012 #smrgKİTABEVİ
34.20
Doğru dedi Nathan Bronsky. "İki kelime söyleyebilirim. İki Kelime İngilizce." "O zaman göster İngilizce bilgini" dedi karısı. Nathan Bronsky (...) tehlikede oldukları için büyük özgürlük ülkesi Amerika'nın kapısını çalan yüz binleri hatırladı, Amerika onları istememişti. O zamanlar. (...) Başkonsolosa "F*ck America" dedi. Çok yüksek sesle söylemişti. 2. Dünya Savaşı sonrası, iş işten geçtikten sonra Avrupalı mültecilere kapılarını açan Amerika Birleşik Devletleri. Bu mültecilerin arasında bir yandan hayat mücadelesi verirken bir yandan da göçmen kahvelerinde sabahlayarak ilk romanını yazan Jakob Bronsky de var. Bronsky, geçici işlerde çalışıyor, Amerikan Rüyası'nın acımasızca dışladığı, hayatlarını kabusa döndürdüğü insanların arasında yaşıyor: Fahişeler, zenciler, ayyaşlar, sokak insanları... Yazarak başarılı ve ünlü olmayı hayal ediyor ama yazmak onun için her şeyden önce soykırımla hesaplaşmanın ve suçluluk duygularından kurtulmanın da tek yolu, Hilsenrath'ın otobiyografik unsurlar taşıyan bu romanı kendi kendisine, insani değerlere alabildiğine yabancılaşmış, maddiyatçı Amerikan toplumunun keskin bir hicvi aynı zamanda.
Doğru dedi Nathan Bronsky. "İki kelime söyleyebilirim. İki Kelime İngilizce." "O zaman göster İngilizce bilgini" dedi karısı. Nathan Bronsky (...) tehlikede oldukları için büyük özgürlük ülkesi Amerika'nın kapısını çalan yüz binleri hatırladı, Amerika onları istememişti. O zamanlar. (...) Başkonsolosa "F*ck America" dedi. Çok yüksek sesle söylemişti. 2. Dünya Savaşı sonrası, iş işten geçtikten sonra Avrupalı mültecilere kapılarını açan Amerika Birleşik Devletleri. Bu mültecilerin arasında bir yandan hayat mücadelesi verirken bir yandan da göçmen kahvelerinde sabahlayarak ilk romanını yazan Jakob Bronsky de var. Bronsky, geçici işlerde çalışıyor, Amerikan Rüyası'nın acımasızca dışladığı, hayatlarını kabusa döndürdüğü insanların arasında yaşıyor: Fahişeler, zenciler, ayyaşlar, sokak insanları... Yazarak başarılı ve ünlü olmayı hayal ediyor ama yazmak onun için her şeyden önce soykırımla hesaplaşmanın ve suçluluk duygularından kurtulmanın da tek yolu, Hilsenrath'ın otobiyografik unsurlar taşıyan bu romanı kendi kendisine, insani değerlere alabildiğine yabancılaşmış, maddiyatçı Amerikan toplumunun keskin bir hicvi aynı zamanda.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.