#smrgKİTABEVİ Felsefe Ders Notları - 2023
İrade özgürlüğü ya da genel olarak özgürlük, Kant'ın ahlak anlayışı ve Sokrat batı felsefesinin sarsılmaz biçimde en önde gelen tartışmaları olmuştur hep. Yalnız istediği gibi hareket eden değil, aynı zamanda iradesini de istediği gibi kullanabilen bir insan özgürdür, diyen batı felsefesi, görev bilinciyle tanımlı Kantçı ahlak ile çoğu zaman çelişir görünmektedir. Batı felsefesinin özgürlük anlayışında da Sokrat en başından bu yana belirleyici bir öncül olmuştur.
Ya doğu felsefesi? O da Antik Yunanın Platon ve Aristo'ya ait kitaplarının modern dünyaya tanıtılmasında bir aracı görevi görmüştür. Eğer onlar olmasaydı bugün Platon ve Aristo gibi filozofları bilmeyecektik. Felsefe tarihinde oynadığı rolün yanında bireysel olarak da İbni Sina, Farabi gibi filozoflar öne çıkmaktadır. Öyle ki kökü yeni Platonculukta bulunan bu entelektüalist mistisizm Farabi'de yalnız öncüllerden alınmış bir gelenek olarak kalmayıp, kendi ruhuna ve doğasına uygun bir görüş şekline girmiştir. Bu görüşle dolu olan Farabi, bir biyografin dediği gibi, zekâ dünyasında bir hükümdar, dünyevi işlerde bir derviş gibi, kitapları ve bahçesinin kuşları ile çiçekleri arasında yaşıyordu. Farabi felsefi idealini canlı bir şekilde yaşadı ve bir bilge olarak öldü.
İrade özgürlüğü ya da genel olarak özgürlük, Kant'ın ahlak anlayışı ve Sokrat batı felsefesinin sarsılmaz biçimde en önde gelen tartışmaları olmuştur hep. Yalnız istediği gibi hareket eden değil, aynı zamanda iradesini de istediği gibi kullanabilen bir insan özgürdür, diyen batı felsefesi, görev bilinciyle tanımlı Kantçı ahlak ile çoğu zaman çelişir görünmektedir. Batı felsefesinin özgürlük anlayışında da Sokrat en başından bu yana belirleyici bir öncül olmuştur.
Ya doğu felsefesi? O da Antik Yunanın Platon ve Aristo'ya ait kitaplarının modern dünyaya tanıtılmasında bir aracı görevi görmüştür. Eğer onlar olmasaydı bugün Platon ve Aristo gibi filozofları bilmeyecektik. Felsefe tarihinde oynadığı rolün yanında bireysel olarak da İbni Sina, Farabi gibi filozoflar öne çıkmaktadır. Öyle ki kökü yeni Platonculukta bulunan bu entelektüalist mistisizm Farabi'de yalnız öncüllerden alınmış bir gelenek olarak kalmayıp, kendi ruhuna ve doğasına uygun bir görüş şekline girmiştir. Bu görüşle dolu olan Farabi, bir biyografin dediği gibi, zekâ dünyasında bir hükümdar, dünyevi işlerde bir derviş gibi, kitapları ve bahçesinin kuşları ile çiçekleri arasında yaşıyordu. Farabi felsefi idealini canlı bir şekilde yaşadı ve bir bilge olarak öldü.