Françoise Collin bu kitap için kaleme aldığı bir ön yazıda, burada Irène Kauer ile görüşmeleri boyunca yapmayı üstlendiği işe geri dönerek şöyle yazıyor: “Ama düşünmek, sorulara yanıt vermek midir? Yoksa, soruların kendilerini hep yeniden formüle etmek, terimlerinin yerini değiştirmek ve onları başka bir şekilde birbirine bağlamak mıdır? Soruyu yanıtlarken, uzun bir yolculuk boyunca formüle ettiğinizi düşündüğünüz, yıllar boyunca sadece kitaplarda ve metinlerde değil çeşitli inisiyatif ve eylemlerde de yazılı olan şey, yeni bir nefesle, başka açılardan, keskin terimlerle nasıl yeniden formüle edilebilir? Uzun bir yazma ve eyleme çabasının ortaya serdiği şey, bir formül halinde ya da birkaç satırda nasıl özetlenebilir? Tüm hayatını, bir şey söyleyebilmek için her şeyi [birden] söylemeyi reddetmekle geçirmişken, ‘her şey' üzerine konuşma talebi nasıl karşılanabilir?
O zaman, ilginç olacağı kuşku götürmez bir yol, başlangıçtan bu yana kadınları bir hareket halinde bir araya getirmiş ve çok anlamlılığı sonsal olarak ortaya çıkmış olan bazı kurucu temaların gerçekliğine yeniden birlikte geri dönmektir: Böylece, ‘bedenim bana aittir', ‘eşit işe eşit ücret', ‘özel olan politiktir', ‘şayet istersem çocuk yaparım' hermenötik bir çalışmanın konusu haline gelir. Ortak olanın nasıl her zaman ‘bir gibi' olduğunu algılarız.”