Orta boyda 228 sayfa olarak güzel bir baskıyla okuyucuya sunulan eserin önsözünde hazırlayanlar diyor ki :
“Türk İslâm medeniyetinin yetiştirdiği en önemli şahsiyet-lerden biri olan Mevlâna Celâleddin-i Rûmî, insana ve topluma yönelik derin fikirleri, orijinal yorumları, engin sevgi ve hoşgörüsüyle gerek yaşamı sırasında, gerekse ölümünden sonra pek çok kişi ve topluluğu etkilemiş büyük bir mütefekkir ve mutasavvıftır.
O'nun ölümünden sonra oğlu Sultan Veled tarafından sistemli bir tarikat haline getirilen Mevlevîlik de bizim kültür hayatımızda önemli bir yere sahip olmuş; mevlevîhane denilen tekkeler asırlarca sanat ve edebiyat okulları gibi işlev görmüş, buralardan pek çok ünlü şair ve sanatkâr yetişmiş; bu tarikat, toplumun ileri gelenlerince de büyük bir saygıya mazhar olmuştur.
Mevlevîlik tarihi, üzerinde yeterince çalışılmamış bir alandır. Son yıllarda bu boşluk fark edilmiş; bilhassa şarkıyatçılar, türkologlar, tarihçiler ve sanat tarihçileri tarafından çeşitli akademik çalışmalar yapılmaya ve yayınlanmaya başlamıştır.
Mevlevîlik âleminin son dönemde yaşamış üç büyük siması Veled Çelebi (öl. 1953), Ahmed Remzi Dede (öl. 1944) ve Tâhirü'l-Mevlevî'nin (öl. 1951), ünlü tıp tarihçimiz, Mevlevîlik müntesibi ve araştırıcısı Prof. Dr. Feridun Nâfiz Uzluk'a (öl.1974) yazdıkları mektupları neşrederek bu alandaki kaynak ihtiyacına bir nebze katkıda bulunmayı arzu ettik.
Halen Selçuk Üniversitesi Selçuklu araştırmaları Merkezi Uzluk Arşivi'nde bulunan ve hepsi de eski harflerle yazılmış olan söz konusu mektuplardan Veled Çelebi'nin 1923-1940 yıllarına ait 22; Ahmed Remzi Dede'nin 1925-1932'ye ait 28; Tâhirü'l-Mevlevî'nin 1944-1950'ye ait 22 mektubunu araştırmacıların hizmetine sunuyoruz. Mektuplar, gerek kültür ve edebiyat tarihimizde önemli yerleri bulunan bu dört zâtın şahsî hayatları, gerekse mevlevîlik tarihi ve kültürü açısından değerli ve orijinal birçok bilgiyi, tespit ve yorumu ihtiva etmektedir.”
Orta boyda 228 sayfa olarak güzel bir baskıyla okuyucuya sunulan eserin önsözünde hazırlayanlar diyor ki :
“Türk İslâm medeniyetinin yetiştirdiği en önemli şahsiyet-lerden biri olan Mevlâna Celâleddin-i Rûmî, insana ve topluma yönelik derin fikirleri, orijinal yorumları, engin sevgi ve hoşgörüsüyle gerek yaşamı sırasında, gerekse ölümünden sonra pek çok kişi ve topluluğu etkilemiş büyük bir mütefekkir ve mutasavvıftır.
O'nun ölümünden sonra oğlu Sultan Veled tarafından sistemli bir tarikat haline getirilen Mevlevîlik de bizim kültür hayatımızda önemli bir yere sahip olmuş; mevlevîhane denilen tekkeler asırlarca sanat ve edebiyat okulları gibi işlev görmüş, buralardan pek çok ünlü şair ve sanatkâr yetişmiş; bu tarikat, toplumun ileri gelenlerince de büyük bir saygıya mazhar olmuştur.
Mevlevîlik tarihi, üzerinde yeterince çalışılmamış bir alandır. Son yıllarda bu boşluk fark edilmiş; bilhassa şarkıyatçılar, türkologlar, tarihçiler ve sanat tarihçileri tarafından çeşitli akademik çalışmalar yapılmaya ve yayınlanmaya başlamıştır.
Mevlevîlik âleminin son dönemde yaşamış üç büyük siması Veled Çelebi (öl. 1953), Ahmed Remzi Dede (öl. 1944) ve Tâhirü'l-Mevlevî'nin (öl. 1951), ünlü tıp tarihçimiz, Mevlevîlik müntesibi ve araştırıcısı Prof. Dr. Feridun Nâfiz Uzluk'a (öl.1974) yazdıkları mektupları neşrederek bu alandaki kaynak ihtiyacına bir nebze katkıda bulunmayı arzu ettik.
Halen Selçuk Üniversitesi Selçuklu araştırmaları Merkezi Uzluk Arşivi'nde bulunan ve hepsi de eski harflerle yazılmış olan söz konusu mektuplardan Veled Çelebi'nin 1923-1940 yıllarına ait 22; Ahmed Remzi Dede'nin 1925-1932'ye ait 28; Tâhirü'l-Mevlevî'nin 1944-1950'ye ait 22 mektubunu araştırmacıların hizmetine sunuyoruz. Mektuplar, gerek kültür ve edebiyat tarihimizde önemli yerleri bulunan bu dört zâtın şahsî hayatları, gerekse mevlevîlik tarihi ve kültürü açısından değerli ve orijinal birçok bilgiyi, tespit ve yorumu ihtiva etmektedir.”