#smrgKİTABEVİ Fikirler Neden Önemlidir - Düşünce ve İfade Arasında Bir Ömür Yatar - 2022

Editör:
Hakan Feyyat
Kapak Tasarım:
Aydın Tibet
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Berdan Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057156860
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199203781
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
290
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Mustafa Kemal Coşkun
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Between Thought and Expression Lies a Lifetime: Why Ideas Matter
Kategori:
0,00
1199203781
590066
Fikirler Neden Önemlidir - Düşünce ve İfade Arasında Bir Ömür Yatar -        2022
Fikirler Neden Önemlidir - Düşünce ve İfade Arasında Bir Ömür Yatar - 2022 #smrgKİTABEVİ
0.00
Filozoflar çağlar boyunca her türlü şüphenin gölgesinin ötesinde doğru olduğunu görebilecekleri o şeyi aramakla meşguller. Rene Descartes'ı Cogito, Ergo Sum'a (düşünüyorum öyleyse varım), tamamıyla itimat edebileceğini düşündüğü dünyaya dair bir ifadeye götüren bu arayıştı. Düşündüğü şeyin önemi yoktu, düşünüyor olması önemliydi; hakikat buydu. Bu tek temelden yola çıkarak Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için devam etti.

Öncesindeki yıllar Avrupa için zor geçmişti; pek çok diğer insan arasında Galileo, Kepler, Copernicus hâkim olan eski öğretilerle, özellikle de dünyayı kâinatın merkezi olarak ele alanlarla bağdaşmayan, fiziki dünyaya dair şeyler keşfediyorlardı. Bu modern akıl yürütme biçiminin kilise üzerindeki etkileri, zamanın dini otoritelerine göre oldukça açıktı. Zulmün tarihi muhtemelen yanlış öncüllerinin savunusunun tarihidir.

Herhangi bir diktatörlüğün güç elde etmek için yaptığı ilk hareket, bu güce karşı meydan okumanın ötesinde bir güç hakkına sahip olmaktır. Bu, çeşitli yöntemlerle elde edilir; bunlardan biri, hakkın yalnızca yasayla ya da silah gücüyle değil, gerçek bir “doğal olgu” olarak, yani yalnızca sıradan insanların erişemeyeceği bir yasa olarak tesis edilmesidir. Böylece kralların ilahi hakkı ve dini liderlerin yanılmazlığı ortaya çıkar.

Daha az bariz olan yöntem ise hakkı Anayasa'da ifade etmek ve Anayasa'ya karşı yapılacak tüm karşı çıkışların “anayasaya aykırı” varsayılacağını ilk prensip olarak kabul etmektir.

Filozoflar çağlar boyunca her türlü şüphenin gölgesinin ötesinde doğru olduğunu görebilecekleri o şeyi aramakla meşguller. Rene Descartes'ı Cogito, Ergo Sum'a (düşünüyorum öyleyse varım), tamamıyla itimat edebileceğini düşündüğü dünyaya dair bir ifadeye götüren bu arayıştı. Düşündüğü şeyin önemi yoktu, düşünüyor olması önemliydi; hakikat buydu. Bu tek temelden yola çıkarak Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için devam etti.

Öncesindeki yıllar Avrupa için zor geçmişti; pek çok diğer insan arasında Galileo, Kepler, Copernicus hâkim olan eski öğretilerle, özellikle de dünyayı kâinatın merkezi olarak ele alanlarla bağdaşmayan, fiziki dünyaya dair şeyler keşfediyorlardı. Bu modern akıl yürütme biçiminin kilise üzerindeki etkileri, zamanın dini otoritelerine göre oldukça açıktı. Zulmün tarihi muhtemelen yanlış öncüllerinin savunusunun tarihidir.

Herhangi bir diktatörlüğün güç elde etmek için yaptığı ilk hareket, bu güce karşı meydan okumanın ötesinde bir güç hakkına sahip olmaktır. Bu, çeşitli yöntemlerle elde edilir; bunlardan biri, hakkın yalnızca yasayla ya da silah gücüyle değil, gerçek bir “doğal olgu” olarak, yani yalnızca sıradan insanların erişemeyeceği bir yasa olarak tesis edilmesidir. Böylece kralların ilahi hakkı ve dini liderlerin yanılmazlığı ortaya çıkar.

Daha az bariz olan yöntem ise hakkı Anayasa'da ifade etmek ve Anayasa'ya karşı yapılacak tüm karşı çıkışların “anayasaya aykırı” varsayılacağını ilk prensip olarak kabul etmektir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat