Bir insan kalemine ne kadar güvenebilir? Bu sorunun cevabını Filistinli büyük şair Mahmûd Dervîş'in şiirlerinde aramak kuşkusuz daha isabetli olacaktır. Şiirini bir silah gibi kullanan şairin özgüveninin doruk noktasına çıktığını görünce insanın hayretler içinde kalmaması mümkün değildir. İşgal güçlerinin en son teknoloji ile donatılmış silahlarla gerçekleştirdiği saldırılar karşısında mazlum halkını korumak için şiirini adeta bir kalkan olarak kullanmaya çalışan bir şaire hayran olmamak, onu takdir etmemek mümkün müdür?! Hemen burada şu soru akla gelebilir: Nasıl oldu da, Mahmûd Dervîş şiiri bir silaha dönüştürdü? Dervîş'in şiirini ve düşüncesini araştıran bir kişi, onun modern Arap şiir anlayışı çerçevesinde sanat, düşünce ve estetik unsurlarını bir araya getirerek ve aynı zamanda modern şiir sanatını hürriyet, mücadele ve sorumluluk kavramlarıyla ilişkilendirerek başarıya ulaştığını görecektir. Üstlenmiş olduğu bu özel misyonu sayesinde Dervîş, evrensel boyutlu mücadele edebiyatı ve direniş şairliği kavramlarını edebiyat dünyasına miras olarak bırakmıştır.
Doğumundan ölümüne kadar bazı çevreler tarafından 20. Yüzyılın en büyük siyasi ve sosyal trajedisi diye nitelendirilen Filistin sorunu ile iç içe yaşamış bir şair olan Dervîş, bu coğrafyada süre giden insanlık dramına kendisi de bizzat şahit olup tüm acıları yüreğinde hissederek söz konusu trajediyi doğrudan kaleme alma ve satırlarına aktarma ayrıcalığı ile, hem siyasal arenada hem de dünya edebiyat kamuoyunda kendisini, bu sorunun ağırlığı altında ezilen Filistin halkının gerçek sözcüsü konumuna taşımayı bilmiştir.
Şiirlerinde düşünceye, anlama, insanlığa, kalıcı değerlere ve estetiğe sürekli yer vermeye çalışan çok yönlü bir şair huviyeti ile hareket eden Mahmûd Dervîş, sadece kendi halkının değil dünyanın dört bir yanında haksızlığa uğramış, horlanmış diğer milletlerin de kendilerini ifade etme ve hak aramalarında onlara ışık tutan bir konuma gelmiştir.
Geçmiş yıllarda Dervîş'in popularitesine binaen internet ortamında bazı gazete ve dergilerdeki yazıların, özellikle 2008 yılı Ağustos ayında beklenmedik ölümünden sonra daha da arttığı görülmüş, dolayısıyla şahsım tarafından bu büyük şairin anısına mütevâzi bir çalışma yapma yoluna gidilmiştir. Ayrıca Arapçaya ilgi duyanlar ve lisans düzeyinde Arapça öğretimi alanındaki öğrenciler için faydalı olabileceği düşüncesiyle çalışmanın sonuna, ana teması itibariyle vatan özlemi, sürgün, hapis ve işgale karşı direniş konularını içeren şiirlerden oluşan Arapça ve Türkçe metinlerin karşılıklı sayfalar halinde verildiği bir "seçki" eklenmiştir. Arapça şiir metinlerindeki harekeler Dîvân'da mevcut harekeler olup, Arapça bilen okuyucunun bakış ve değerlendirme açısını kısıtlamamak için fazladan hareke vurma yoluna gidilmemiştir.