#smrgKİTABEVİ Foucault ve İran Devrimi: Toplumsal Cinsiyet ve İslamcılığın Ayartmaları -

Stok Kodu:
1199141127
Boyut:
17x23
Sayfa Sayısı:
375 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015
Çeviren:
Mehmet Doğan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199141127
527306
Foucault ve İran Devrimi: Toplumsal Cinsiyet ve İslamcılığın Ayartmaları -
Foucault ve İran Devrimi: Toplumsal Cinsiyet ve İslamcılığın Ayartmaları - #smrgKİTABEVİ
0.00
1978-1979 yılları arasında, İran halkı, otoriter bir iktisadi ve kültürel modernleşme programı yürüten Rıza Şah Pehlevi rejimini devirdi. Ayetullah Humeyni'nin önderliğindeki militan İslamcı hizip; laik milliyetçilerin, liberallerin, solcuların yer aldığı rejim karşıtı başkaldırıya egemen oldu. İslamcılar için, Şaha karşı verilen mücadele Kerbela Savaşı'nı, Humeyni masum Hüseyin'i, Şah da onun can düşmanı Yezid'i simgeliyordu. Şahın zalim baskısı altında can veren protestocular, Hüseyin'in takipçileri gibi şehit sayılıyordu.

Michel Foucault, 1978'de İran'ı iki kere ziyaret etmişti ve devrim hakkında heyecanla yazılar kaleme alıp konuşuyor, devrimi hiçbir şekilde eleştirmiyordu. Hayatı boyunca Foucault, sahihlik kavramını, insanların tehlike altında yaşayıp ölümle flörtleştiği durumlara, yaratıcılığın baş verdiği bu yerlere bakmak anlamında kullanmıştı. Yeni ufuklar açan akıldışılıkları yazılarında büyük bir tutkuyla savunmuştu. Ayetullah Humeyni'nin devrimci şahsiyetinde ve devrim esnasında onun peşinden giderek hayatlarını hiçe sayan milyonlarda, sınırları aşan böyle bir güç görmüştü. Bunun gibi “sınır” deneyimlerin yeni yaratıcılık biçimleri doğurabileceğini biliyordu, dolayısıyla devrimi hararetle destekledi. Bu, Foucault'nun devrimle ilk elden yaşadığı tek tecrübeydi ve Batılı olmayan bir topluma dair en kapsamlı yazı dizisini kaleme almasına yol açtı.

Foucault'nun İran Devrimine duyduğu ilgi, gazetecilik merakını aşıyordu. Yeni “Müslüman” tarzı politikanın sadece Ortadoğu için değil, aynı zamanda Fransız Devrimi'nden bu yana laiklikten yana politikalar güden Avrupa için de yeni bir “siyasal maneviyat” biçiminin başlangıcı olabileceğini yazdı.

Foucault'nun, İran Devrimi konusundaki yazıları İngilizce konuşulan dünyada pek bir tartışma yaratmadı zira on beş makalesinden ve söyleşisinden sadece üçü İngilizce olarak basılmıştır. Bu yazılar uzun bir eleştirel incelemeyle birlikte ilk kez bu kitapta bir araya getiriliyor. Bu çalışmada, Foucault'nun İran hakkındaki yazılarının aslında, yazarın, iktidarın söylemleri ve modernliğin tehlikelerine dair genel kuramsal yazılarıyla yakından ilintili olduğu öne sürülüyor. Ayrıca Foucault'nun İran deneyiminin, sonrasında yazdığı tüm eserlerde kalıcı etki bıraktığını ve 1980'lerde Foucault'nun yazılarındaki keskin dönüşte, İran serüveninin ve Şarkla alakalı kaygısının önemi olduğunu iddia ediyor.

İçindekiler:
Foucault'nun Söylemi: Doruklar ve Tuzaklar Üzerine
Foucault'nun Çelişkili Dünyası Modern ve Geleneksel Toplum Düzenleri
Geçit Törenleri, Çile Merasimleri ve Kefaret Ayinleri Foucault, Şiilik ve Erken Dönem Hıristiyan Ritüelleri
Foucault'nun İran Devrimi ve Sonrasına Dair Yazıları
İran'a Ziyaretler, Atoussa H. ve Maxime Rodinson'la İhtilaflar
Devrimin Neticesini Özellikle Kadın Hakları Bakımından Tartışmak
Foucault, Toplumsal Cinsiyet, Akdeniz ve Müslüman toplumlarında Erkek Eşcinselliği
İran Devriminden 11 Eylül 2001'e
Foucault ve Onu Eleştirenler

YAZAR Prof. Janet Afary, Santa Barbara'daki California Üniversitesi'nde din ve feminizm konularında ders vermektedir. Eserleri: Sexual Politics in Modern Iran (2009); The Iranian Constitutional Revolution: Grassroots Democracy, Social Democracy, and the Origins of Feminism (1996).

YAZAR Prof. Kevin B. Anderson, Santa Barbara'daki California Üniversitesi'nde sosyoloji, siyaset bilim ve feminist çalışmalar alanında dersler vermektedir. Başlıca eserleri: Marx at the Margins: On Nationalism, Ethnicity, and Non-Western Societies (2010); Lenin, Hegel, and Western Marxism (2010).

1978-1979 yılları arasında, İran halkı, otoriter bir iktisadi ve kültürel modernleşme programı yürüten Rıza Şah Pehlevi rejimini devirdi. Ayetullah Humeyni'nin önderliğindeki militan İslamcı hizip; laik milliyetçilerin, liberallerin, solcuların yer aldığı rejim karşıtı başkaldırıya egemen oldu. İslamcılar için, Şaha karşı verilen mücadele Kerbela Savaşı'nı, Humeyni masum Hüseyin'i, Şah da onun can düşmanı Yezid'i simgeliyordu. Şahın zalim baskısı altında can veren protestocular, Hüseyin'in takipçileri gibi şehit sayılıyordu.

Michel Foucault, 1978'de İran'ı iki kere ziyaret etmişti ve devrim hakkında heyecanla yazılar kaleme alıp konuşuyor, devrimi hiçbir şekilde eleştirmiyordu. Hayatı boyunca Foucault, sahihlik kavramını, insanların tehlike altında yaşayıp ölümle flörtleştiği durumlara, yaratıcılığın baş verdiği bu yerlere bakmak anlamında kullanmıştı. Yeni ufuklar açan akıldışılıkları yazılarında büyük bir tutkuyla savunmuştu. Ayetullah Humeyni'nin devrimci şahsiyetinde ve devrim esnasında onun peşinden giderek hayatlarını hiçe sayan milyonlarda, sınırları aşan böyle bir güç görmüştü. Bunun gibi “sınır” deneyimlerin yeni yaratıcılık biçimleri doğurabileceğini biliyordu, dolayısıyla devrimi hararetle destekledi. Bu, Foucault'nun devrimle ilk elden yaşadığı tek tecrübeydi ve Batılı olmayan bir topluma dair en kapsamlı yazı dizisini kaleme almasına yol açtı.

Foucault'nun İran Devrimine duyduğu ilgi, gazetecilik merakını aşıyordu. Yeni “Müslüman” tarzı politikanın sadece Ortadoğu için değil, aynı zamanda Fransız Devrimi'nden bu yana laiklikten yana politikalar güden Avrupa için de yeni bir “siyasal maneviyat” biçiminin başlangıcı olabileceğini yazdı.

Foucault'nun, İran Devrimi konusundaki yazıları İngilizce konuşulan dünyada pek bir tartışma yaratmadı zira on beş makalesinden ve söyleşisinden sadece üçü İngilizce olarak basılmıştır. Bu yazılar uzun bir eleştirel incelemeyle birlikte ilk kez bu kitapta bir araya getiriliyor. Bu çalışmada, Foucault'nun İran hakkındaki yazılarının aslında, yazarın, iktidarın söylemleri ve modernliğin tehlikelerine dair genel kuramsal yazılarıyla yakından ilintili olduğu öne sürülüyor. Ayrıca Foucault'nun İran deneyiminin, sonrasında yazdığı tüm eserlerde kalıcı etki bıraktığını ve 1980'lerde Foucault'nun yazılarındaki keskin dönüşte, İran serüveninin ve Şarkla alakalı kaygısının önemi olduğunu iddia ediyor.

İçindekiler:
Foucault'nun Söylemi: Doruklar ve Tuzaklar Üzerine
Foucault'nun Çelişkili Dünyası Modern ve Geleneksel Toplum Düzenleri
Geçit Törenleri, Çile Merasimleri ve Kefaret Ayinleri Foucault, Şiilik ve Erken Dönem Hıristiyan Ritüelleri
Foucault'nun İran Devrimi ve Sonrasına Dair Yazıları
İran'a Ziyaretler, Atoussa H. ve Maxime Rodinson'la İhtilaflar
Devrimin Neticesini Özellikle Kadın Hakları Bakımından Tartışmak
Foucault, Toplumsal Cinsiyet, Akdeniz ve Müslüman toplumlarında Erkek Eşcinselliği
İran Devriminden 11 Eylül 2001'e
Foucault ve Onu Eleştirenler

YAZAR Prof. Janet Afary, Santa Barbara'daki California Üniversitesi'nde din ve feminizm konularında ders vermektedir. Eserleri: Sexual Politics in Modern Iran (2009); The Iranian Constitutional Revolution: Grassroots Democracy, Social Democracy, and the Origins of Feminism (1996).

YAZAR Prof. Kevin B. Anderson, Santa Barbara'daki California Üniversitesi'nde sosyoloji, siyaset bilim ve feminist çalışmalar alanında dersler vermektedir. Başlıca eserleri: Marx at the Margins: On Nationalism, Ethnicity, and Non-Western Societies (2010); Lenin, Hegel, and Western Marxism (2010).

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat