***
Bu kitabı mutlaka yazmalıydım. Yazmazsam uzun yıllar, daha doğrusu bundan böyle yaşayacağım yıllar boyunca içimde bir sıkıntı duyacaktım. Buna katlanıp katlanamamak önemli bir sorun olurdu. Daha bugünlerden bunu hissediyordum. Öylesine bir birikim ve öylesine yanlışlıklar ortada alabildiğine serseri mayınlar gibi dolaşıyordu ki, işte bu benim Galatasaray'ıma yakışmıyordu. Aslında Galatasaray camiası içinde ve her devirde suyun başını tutan birkaç kişiye kendimi bir türlü sevdirememiştim. Neden mi? Hemen söyleyeyim. Çünkü ben doğru bildiğimi, inandığım konuyu herhangi bir dedikodu platformundan uzak tutarak derhal meşru noktalara getiriyordum. Bu meşru noktalar Galatasaray Spor Kulübü'nün Kongresi ve Divan Kurulu'ydu. Bunun dışında herhangi bir dedikodunun veya herhangi bir gizli toplantının içinde beni bulamazlardı. Ben Kulüp içinde mevcut yönetime muhalif olmadığım için, Başkan'ı savunduğum, Galatasaray'ı kötü yönlere çekmeye çalışanlara karşı çıktığım için de hücuma uğramışımdır. Kendilerine muhalif adını takan, ama muhalefetle yakından uzaktan ilgisi olmayan kişilerin yanında hiçbir vakit yer almamaya dikkat ettim. Yanlışlarını suratlarına vurdum ve kötü kişi oldum. Kendilerine göre onlar hep haklıydılar. Yönetim lehinde konuştuğum zamanlar dalkavuk oldum, yine onlara göre yönetimler hiçbir vakit övülemezdi. Kulübe şampiyonluklar getiren, Avrupa'nın kupalarını müzeye yerleştiren yönetimler onlara göre kötüydü. Beş yıla yakın bir süredir bu devam edip geliyordu. İnanın bana rakiplerimiz artık bizimle uğraşmaktan vazgeçmiş görünüyorlar. Zira biz Galatasaray Kulübü'nü yıpratmak için elimizden geleni yapıyorduk. Ve bütün bunu yapılırken de Galatasaray günden güne kötüye gidiyor, daha doğrusu ortaya ne koyduğumuzu bilmediğimiz, kestiremediğimiz, doğru yolu bir türlü bulamadığımız için, tüm Galatasaray taraftarlarını bir yanılgı içine itiyorduk. Ve unutulan en önemli konu, parasız hiçbir işin yapılamayacağı idi. Ele alınan borçtu. Ama karşılığı olan bir borç...
Galatasaray Spor Kulübü'nün 64 yıllık üyesi Özdemir Kalpakçıoğlu, bu kitabında, camianın kamuoyunca gizli kalmış yönlerini ortaya koyuyor. Bunların bir bölümü kulübün kurucu üyesi olan babası tarafından kendisine anlatılanlardır. Bir bölümü de gördükleri, yaşadıkları olaylardır. Bunlara inananlar ve inanmayanlar olacaktır. İnanmayanlar ise doğrularını ispatlamak zorundadırlar. - Özdemir Kalpakçıoğlu
Kitaptan bazı başlıklar:
1919 yılında kulübün ilk toplanan kongresinde ilk defa oyla seçilen başkanı
1907-1908 yıllarında başkanın ortada görünmeyişinin nedenleri
Üyelere numara verme olayı
Emin Bülent Serdaroğlu'nun kulübüne darılışı
1939 yılında Güneş Kulübü'nün kapanması sonucu sevinçten ağlayan bir eski başkanla eşinin kim olduğunu
Evini satarak parasını kulübe hibe eden üyenin kimliği
Müzeden, 3 kurucu üyeden ikisinin fotoğraflarını kaldırıp kırarak yok eden üyenin kimler tarafından korunduğunu
1934 yılında kulüpten istifa ettiğini açıklayan Ali Sami Yen'in önlenen istifası
Hangi Galatasaraylıların kulüpten ayrılmayacaklarını gösteren protokol imzaladıkları
Teknik direktör Fatih Terim'in divan üyelerinin bile üstüne çıkma davranışlarıyla birlikte televizyonlarda kulüp başkan ve yöneticilerine nasıl çattığı ve kendisine verilen cevaplar…
***
Bu kitabı mutlaka yazmalıydım. Yazmazsam uzun yıllar, daha doğrusu bundan böyle yaşayacağım yıllar boyunca içimde bir sıkıntı duyacaktım. Buna katlanıp katlanamamak önemli bir sorun olurdu. Daha bugünlerden bunu hissediyordum. Öylesine bir birikim ve öylesine yanlışlıklar ortada alabildiğine serseri mayınlar gibi dolaşıyordu ki, işte bu benim Galatasaray'ıma yakışmıyordu. Aslında Galatasaray camiası içinde ve her devirde suyun başını tutan birkaç kişiye kendimi bir türlü sevdirememiştim. Neden mi? Hemen söyleyeyim. Çünkü ben doğru bildiğimi, inandığım konuyu herhangi bir dedikodu platformundan uzak tutarak derhal meşru noktalara getiriyordum. Bu meşru noktalar Galatasaray Spor Kulübü'nün Kongresi ve Divan Kurulu'ydu. Bunun dışında herhangi bir dedikodunun veya herhangi bir gizli toplantının içinde beni bulamazlardı. Ben Kulüp içinde mevcut yönetime muhalif olmadığım için, Başkan'ı savunduğum, Galatasaray'ı kötü yönlere çekmeye çalışanlara karşı çıktığım için de hücuma uğramışımdır. Kendilerine muhalif adını takan, ama muhalefetle yakından uzaktan ilgisi olmayan kişilerin yanında hiçbir vakit yer almamaya dikkat ettim. Yanlışlarını suratlarına vurdum ve kötü kişi oldum. Kendilerine göre onlar hep haklıydılar. Yönetim lehinde konuştuğum zamanlar dalkavuk oldum, yine onlara göre yönetimler hiçbir vakit övülemezdi. Kulübe şampiyonluklar getiren, Avrupa'nın kupalarını müzeye yerleştiren yönetimler onlara göre kötüydü. Beş yıla yakın bir süredir bu devam edip geliyordu. İnanın bana rakiplerimiz artık bizimle uğraşmaktan vazgeçmiş görünüyorlar. Zira biz Galatasaray Kulübü'nü yıpratmak için elimizden geleni yapıyorduk. Ve bütün bunu yapılırken de Galatasaray günden güne kötüye gidiyor, daha doğrusu ortaya ne koyduğumuzu bilmediğimiz, kestiremediğimiz, doğru yolu bir türlü bulamadığımız için, tüm Galatasaray taraftarlarını bir yanılgı içine itiyorduk. Ve unutulan en önemli konu, parasız hiçbir işin yapılamayacağı idi. Ele alınan borçtu. Ama karşılığı olan bir borç...
Galatasaray Spor Kulübü'nün 64 yıllık üyesi Özdemir Kalpakçıoğlu, bu kitabında, camianın kamuoyunca gizli kalmış yönlerini ortaya koyuyor. Bunların bir bölümü kulübün kurucu üyesi olan babası tarafından kendisine anlatılanlardır. Bir bölümü de gördükleri, yaşadıkları olaylardır. Bunlara inananlar ve inanmayanlar olacaktır. İnanmayanlar ise doğrularını ispatlamak zorundadırlar. - Özdemir Kalpakçıoğlu
Kitaptan bazı başlıklar:
1919 yılında kulübün ilk toplanan kongresinde ilk defa oyla seçilen başkanı
1907-1908 yıllarında başkanın ortada görünmeyişinin nedenleri
Üyelere numara verme olayı
Emin Bülent Serdaroğlu'nun kulübüne darılışı
1939 yılında Güneş Kulübü'nün kapanması sonucu sevinçten ağlayan bir eski başkanla eşinin kim olduğunu
Evini satarak parasını kulübe hibe eden üyenin kimliği
Müzeden, 3 kurucu üyeden ikisinin fotoğraflarını kaldırıp kırarak yok eden üyenin kimler tarafından korunduğunu
1934 yılında kulüpten istifa ettiğini açıklayan Ali Sami Yen'in önlenen istifası
Hangi Galatasaraylıların kulüpten ayrılmayacaklarını gösteren protokol imzaladıkları
Teknik direktör Fatih Terim'in divan üyelerinin bile üstüne çıkma davranışlarıyla birlikte televizyonlarda kulüp başkan ve yöneticilerine nasıl çattığı ve kendisine verilen cevaplar…