#smrgSAHAF Gece Çığırtkanları -
"Perdeyi aralayıp oltada yaşam için çırpınan balığa baktım; adamın avuçlarındaydı şimdi, durmaksızın devinen kuyruğu bitmek üzere olan bir özgürlük savaşında çırpınıyordu. Gece inince, bir balık gibi çırpınmış, terbiye edilmiş, cezalandırılmış tenime, isli ellerime bakıp durdum. Gece çığırtkanları ışığımı görüp fişlemesinler diye yarı karanlıkta, el fenerinin cansız ışığında yazdım sözcüklerimi bu defa: Balık, ölüm, yangın."
İlk kitabı Evlerin Yüreği ile öykücülüğümüze kendine özgü bir soluk getiren, öyküleri ve yazıları 2007'den bu yana kitap-lık, Notos, Özgür Edebiyat, Sözcükler dergilerinde yayımlanmakta olan Şenay Eroğlu Aksoy, Gece Çığırtkanları ile edebiyatımızdaki yerini sağlamlaştırıyor: Kader, kahır ve vicdan üçgeninde gezinen öyküleriyle, varoluşun ağır toplarını masaya sürüyor. Yerinden yurdundan sürülmüş çaresiz insanlar; yastık altlarında saklanan ya da toprağa bırakılan hatıralar; yangın yerine dönmüş tekinsiz sokaklarıyla karanlık kenar mahalleler; tahta kılıçlarıyla tozlu sokakları, terk edilmiş siperleri aşındıran çocuklar... İsli elleri, endişeli yüzleri ve susturulmuş dilleriyle tahammülsüzlüğe, acımasızlığa ve korkunun kahredici gücüne karşı koymaya çalışanlar...
"Perdeyi aralayıp oltada yaşam için çırpınan balığa baktım; adamın avuçlarındaydı şimdi, durmaksızın devinen kuyruğu bitmek üzere olan bir özgürlük savaşında çırpınıyordu. Gece inince, bir balık gibi çırpınmış, terbiye edilmiş, cezalandırılmış tenime, isli ellerime bakıp durdum. Gece çığırtkanları ışığımı görüp fişlemesinler diye yarı karanlıkta, el fenerinin cansız ışığında yazdım sözcüklerimi bu defa: Balık, ölüm, yangın."
İlk kitabı Evlerin Yüreği ile öykücülüğümüze kendine özgü bir soluk getiren, öyküleri ve yazıları 2007'den bu yana kitap-lık, Notos, Özgür Edebiyat, Sözcükler dergilerinde yayımlanmakta olan Şenay Eroğlu Aksoy, Gece Çığırtkanları ile edebiyatımızdaki yerini sağlamlaştırıyor: Kader, kahır ve vicdan üçgeninde gezinen öyküleriyle, varoluşun ağır toplarını masaya sürüyor. Yerinden yurdundan sürülmüş çaresiz insanlar; yastık altlarında saklanan ya da toprağa bırakılan hatıralar; yangın yerine dönmüş tekinsiz sokaklarıyla karanlık kenar mahalleler; tahta kılıçlarıyla tozlu sokakları, terk edilmiş siperleri aşındıran çocuklar... İsli elleri, endişeli yüzleri ve susturulmuş dilleriyle tahammülsüzlüğe, acımasızlığa ve korkunun kahredici gücüne karşı koymaya çalışanlar...