#smrgKİTABEVİ Gece Kelebeği -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Sena Ofset
Dizi Adı:
Çağdaş Türk Edebiyatı
ISBN-10:
9789750507700
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199161910
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
256 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
7
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
149,10
Havale/EFT ile: 144,63
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199161910
548064
Gece Kelebeği -
Gece Kelebeği - #smrgKİTABEVİ
149.10
Alın ve okuyun. Okuyup bitirdiğiniz zaman, Haydar Karataş'ın bu romanının, Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatov'un romanları ayarında bir roman olduğunu göreceksiniz. Büyük bir insanlık trajedisini roman tadında okumak istiyorsanız, yine alın, okuyun derim. Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeck'in Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatier'in İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe. Gün Zileli

Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir “yurtsuzluk “ hali… Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık… Derininden zonklayan yara… Umursamayan “merkez”in dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil… Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların “çocuk ölümleri”… İşte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söe'de. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman. Şaşırarak okudum; bu denli yoğun acı, bu denli koyu keder meğer böyle ballandırılır, meğer böyle anlatılırmış. Sina Akyol

Sanki Yüzyıllık Yalnızlık ile Lessing'in Mara ve Dann'ı arasında gezinen, çok kuvvetli bir bileşim ortaya koyuyor... Coğrafyanın, zorlu tabiatın, yoksunluğun, o yoksunlukla başa çıkma gayretinin anlatılışı, tüyler ürpertici bir manzaraya vesile oluyor... Adeta Dersim'de değil de, nükleer savaşın vurduğu bir dünyada, “Kum İnsanları”nın arasında geziniyoruz... Murat Uyurkulak

Alın ve okuyun. Okuyup bitirdiğiniz zaman, Haydar Karataş'ın bu romanının, Yaşar Kemal ve Cengiz Aytmatov'un romanları ayarında bir roman olduğunu göreceksiniz. Büyük bir insanlık trajedisini roman tadında okumak istiyorsanız, yine alın, okuyun derim. Hayatta beni üç roman ağlattı. Biri, 1965 yılında, on dokuz yaşındayken okuduğum, John Steinbeck'in Gazap Üzümleri romanı; ikincisi, dört-beş yıl önce okuduğum ve tanıtımını yaptığım, Robert Sabatier'in İsveç Kibritleri; üçüncüsü ise, şu anda elinizde tuttuğunuz Perperık-a Söe. Gün Zileli

Bir yanıyla acılı bir yurt... bir yanıyla da sanki sürekli bir “yurtsuzluk “ hali… Müthiş yoksulluk... kahredici imkânsızlık… Derininden zonklayan yara… Umursamayan “merkez”in dağlayan zulmü... ve çaresiz kalan dil… Bütün bunları anlamaya çalışan yaşlılar... yetişkinler... çocuklar... ve onların “çocuk ölümleri”… İşte bunlarla karşılaşacak, işte bunlarla yaşayacaksınız Perperık-a Söe'de. Olağanüstü diliyle baştan başa bir çığlık... baştan başa bir ağıt bu roman. Şaşırarak okudum; bu denli yoğun acı, bu denli koyu keder meğer böyle ballandırılır, meğer böyle anlatılırmış. Sina Akyol

Sanki Yüzyıllık Yalnızlık ile Lessing'in Mara ve Dann'ı arasında gezinen, çok kuvvetli bir bileşim ortaya koyuyor... Coğrafyanın, zorlu tabiatın, yoksunluğun, o yoksunlukla başa çıkma gayretinin anlatılışı, tüyler ürpertici bir manzaraya vesile oluyor... Adeta Dersim'de değil de, nükleer savaşın vurduğu bir dünyada, “Kum İnsanları”nın arasında geziniyoruz... Murat Uyurkulak

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat