Yazar bu kitabında bir hukukçu olarak, ama elbette genelde hukukçudan anlaşılan türde yalnızca bir "yasacı" olarak kalmadan, Nazizm dönemini ve bir "soykırım"ı yaşamış Almanya örneği üzerinden geçmişle hesaplaşma ve bu hesaplaşmada hukukun oynayabileceği role ilişkin temel sorunları tartışmaya açıyor. Adalet talebinin hukuk devleti ilkesiyle çatışmaya girebileceği durumları cesurca ortaya koyarak, okuru üzerinde düşünülmesi gereken pek çok önemli soruyla baş başa bırakıyor. Dehşete ilişkin bir bellekle, o bellekle karşılaşmayı göze almış bir Alman'ın ve tüm kuşakların Almanlar'ının belleğiyle ve de elbette hepimizin belleğiyle...
Yazar bu kitabında bir hukukçu olarak, ama elbette genelde hukukçudan anlaşılan türde yalnızca bir "yasacı" olarak kalmadan, Nazizm dönemini ve bir "soykırım"ı yaşamış Almanya örneği üzerinden geçmişle hesaplaşma ve bu hesaplaşmada hukukun oynayabileceği role ilişkin temel sorunları tartışmaya açıyor. Adalet talebinin hukuk devleti ilkesiyle çatışmaya girebileceği durumları cesurca ortaya koyarak, okuru üzerinde düşünülmesi gereken pek çok önemli soruyla baş başa bırakıyor. Dehşete ilişkin bir bellekle, o bellekle karşılaşmayı göze almış bir Alman'ın ve tüm kuşakların Almanlar'ının belleğiyle ve de elbette hepimizin belleğiyle...