Halkın ortak kültürü ve şuurundan doğan masallar, sözlü edebiyatımız içinde hatırı sayılır bir yere ve üne sahiptir. Nesilden nesile, kulaktan kulağa aktarılarak günümüze kadar ulaşan masalların yeri ve zamanı belli değildir. Gerçek dışı olaylar kurgusudur. İnandırıcı özelliği olmayan ama inandırabilme özelliği taşıyan masallarımız aynı zamanda eğitici ve eğlendiricidir. Sözlü Edebiyat Kültürü'nün bir anlatım türü olup sade bir dile sahiptir. Çocuklardan ziyade büyükler içindir. Çocukları uyutmak büyükleri uyandırmak vazifesi görür. Masallar, inandırıcılık iddiası olmayıp inandırabilme özelliğine sahiptir. Neslin gelişimi ve kültürün devamı için çok değerlidir. Öğüt vererek ahlak aşılar.
Her yaştan, her tabakadan insanın büyük bir zevkle ve keyifle dinlediği masalların anlatıcıları, hem erkek hem kadınlardır. Masalsız bir dünya düşünmek imkânsız gibidir. Bugün insanlık; Heman, Voltron, Harry Potter ve Badman gibi filmlerle geleceğin masalını ortaya koymuyorlar mı? Öyle sanıyoruz ki, gün gelecek teknolojiye doymuş olan insanlık, bu masallara yönelecektir. Ama o gün elimizde, acaba ne kadar orijinal masal metni bulunabilecektir, bilemeyiz.
Günümüzde, masalların ne kadar değerli olduğu anlaşılmaya başlanmıştır. Çocukların olduğu kadar büyüklerin de masallarla kuvvetli bağ kurduğu bir gerçektir. Bazı psikologların -özellikle evlilik terapistlerinin- danışanlarını masal üzerinden tedavi ettiklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü bedenimizin maddi açlığını nasıl muhtelif besinlerle gideriyorsak ruhsal bazı açlıklarımızı da masallar yardımıyla doyuruyoruz.
Dileriz, büyük bir özveri ve titizlikle hazırlanıp kitapta yerini almış olan ve tamamen bizim olan bu masal metinleri öncelikle çocuklarımıza ve sonra da büyük Türk coğrafyasına ulaşır, okunur, okutulur ve anlatılır.