İnsanın varoluşuyla başlayan ve yaşamının her anında var olan eğitim, insanların üzerinde kafa yorduğu, daha iyisini yapabilmek için çaba harcadığı bir süreçtir. Her bireyin bir şekilde içinde olduğu eğitim meselesine, malzemesini çoğunlukla toplumdan çıkaran şair ve yazarların kayıtsız kalmaları beklenemez. Şair ve yazarlarımız, kimi zaman öğretmenlik yaparak, kimi zaman öğrenciliğine dair anılarını eserlerine konu ederek, kimi zaman üstü kapalı şekilde eğitim görüşlerini eserlerine yayarak, kimi zaman da öğretici bir anlatımla direk bilgi vererek, bir şekilde, eğitim işinin içinde olmuşlardır.
Çocuk denecek yaşlarda, okuduğu divanlardaki beğendiği manzumeleri seçip bir deftere kaydeden İbrahim Alâaddin, Hayyam, Sadi ve Hafız'ı okumuş, Hayyam'dan tercümeler yapmıştır. Şark klasiklerini tercüme edecek, hatta onların diliyle şiirler yazacak kadar yakından tanıyan Gövsa, batı edebiyatı ile de yakından ilgilenir, Fransızca eserler okur. İsviçre'de psikoloji ve pedagoji öğrenimi gören Gövsa, yurda dönüşünde Darülmuallimin-i Âliyye'de psikoloji ve pedagoji öğretmenliği yapar.
Gövsa, İsviçre dönüşü ülkemizde yeni kurulan deneysel psikoloji laboratuvarının başına getirilen kişidir. Çocuk ve gençlik psikolojisi hakkında ilk telif eserleri, eski harflerle olmak üzere hazırlayan kişi de İbrahim Alâaddin Gövsa'dır. İbrahim Alâaddin, yeni Türk alfabesinin kabulünden sonra, yeni harflerle ilk alfabeyi ve ilk Türkçe sözlüğü hazırlayanlardandır.