#smrgSAHAF Gelecekten Anılar -

Stok Kodu:
1199037112
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
270 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002
Çeviren:
Ekin Bodur
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199037112
423196
Gelecekten Anılar -
Gelecekten Anılar - #smrgSAHAF
0.00
Geleceğin “tam olgun” toplumuna ulaşmanın yolu nedir? İnsanların tümüyle eşit olduğu; ne emeğin ne de malların alınıp satılmaya ihtiyaç kalmadan üretilip pallaşıldığı bir topluma nasıl, hangi yollardan geçilerek ulaşılacaktır? Mülkiyet tümüyle ortadan kaldırılmadan birtakım “düzenlemeler”le bu mümkün müdür? 19. Yüzyılda Londralı sosyalistler arasında geçen ve belli bir yaşın üzerindeki okurlara hiç de yabancı gelmeyecek bu tartışma, yine şaşırtıcı derecede benzer biçimde, hizipler arasında bir sağırlar diyaloğu halinde sürer, karşılıklı bağırış çaırışlarla hiçbir sonuca varmaycağı belli olurken tartışmaya katılanlardan biri öfkeyle toplatı yerini terkder. Soğuk birBritanya gecesinde evine dönerken çok büyük bir tutkuyla “ne olur bir gününün olsun görebilsem, sadece tek bir gününü” demektedir kendi kendine. Yatağına yatıp az önceki dileğinin ne kadar “olamayacak” bir dilek olduğuna hayıflanarak uykuya dalar; ve gözlerini yeniden açtığında 22. yüzyılın pırıl pırıl bir yaz sabahında bulur kendini.. Hem Marx'ı hem de dönemin öteki sosyalistlerini derinden etkileyen, büyük tartışmalara yol açan William Morris'in bu ütopyası, bizler için de ilginç; ulaşım, iletişim teknolojilerinin 22. yüzyılı neye benzeteceğini tasavvur ederken hangimiz antikite ile ortaçağın karışımı olacak bir dünya görüyoruz?Morris, geleceğign toplumsal yapısını, insanların fiziksel ve zihinsel güzelliği, mimarisini, tüm bunların doğayla uyumunu bir Grimm masalı tadına betimliyor olsa da, ‘devrimin gerçekleşme süreci'nde çekilen acıları tüm ayrıntılarıyla, son derece gerçekçi ve yalın bir dille sunuyor. (Arka Kapaktan)
Geleceğin “tam olgun” toplumuna ulaşmanın yolu nedir? İnsanların tümüyle eşit olduğu; ne emeğin ne de malların alınıp satılmaya ihtiyaç kalmadan üretilip pallaşıldığı bir topluma nasıl, hangi yollardan geçilerek ulaşılacaktır? Mülkiyet tümüyle ortadan kaldırılmadan birtakım “düzenlemeler”le bu mümkün müdür? 19. Yüzyılda Londralı sosyalistler arasında geçen ve belli bir yaşın üzerindeki okurlara hiç de yabancı gelmeyecek bu tartışma, yine şaşırtıcı derecede benzer biçimde, hizipler arasında bir sağırlar diyaloğu halinde sürer, karşılıklı bağırış çaırışlarla hiçbir sonuca varmaycağı belli olurken tartışmaya katılanlardan biri öfkeyle toplatı yerini terkder. Soğuk birBritanya gecesinde evine dönerken çok büyük bir tutkuyla “ne olur bir gününün olsun görebilsem, sadece tek bir gününü” demektedir kendi kendine. Yatağına yatıp az önceki dileğinin ne kadar “olamayacak” bir dilek olduğuna hayıflanarak uykuya dalar; ve gözlerini yeniden açtığında 22. yüzyılın pırıl pırıl bir yaz sabahında bulur kendini.. Hem Marx'ı hem de dönemin öteki sosyalistlerini derinden etkileyen, büyük tartışmalara yol açan William Morris'in bu ütopyası, bizler için de ilginç; ulaşım, iletişim teknolojilerinin 22. yüzyılı neye benzeteceğini tasavvur ederken hangimiz antikite ile ortaçağın karışımı olacak bir dünya görüyoruz?Morris, geleceğign toplumsal yapısını, insanların fiziksel ve zihinsel güzelliği, mimarisini, tüm bunların doğayla uyumunu bir Grimm masalı tadına betimliyor olsa da, ‘devrimin gerçekleşme süreci'nde çekilen acıları tüm ayrıntılarıyla, son derece gerçekçi ve yalın bir dille sunuyor. (Arka Kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat