#smrgKİTABEVİ Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6256036406
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199231231
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
296
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
206,25
Havale/EFT ile: 200,06
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199231231
618152
Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi -        2024
Gerçeğin Güzel Huyu - Rumi - 2024 #smrgKİTABEVİ
206.25
“İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”

Sadık Yalsızuçanlar'ın usta kalemi bu kez Mevlânâ'nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya'ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…

Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî. “O'na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O'nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O'nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O'nu dinliyor, O'nunla dönüyor, sadece O'nu görüyordu.”
“İnsan için daima kurtuluş vardır ama bu insanlıktan ötededir. Olağan zaman ve mekânlarda yitirdiklerimizi, olağanüstü zaman ve mekânlarda bulabiliriz.”

Sadık Yalsızuçanlar'ın usta kalemi bu kez Mevlânâ'nın hem zaman hem de mekânsal olarak yakınında, bazen de uzağında lakin merkezinde hep “Kalplerin ve Aşkın Sultanı” varken, onun çevresinde sema ediyor. Kimi zaman bir neyzen, bir derviş olarak dökülüyor kelam; kimi zaman yüzyıllar sonra onun bilgeliğiyle demlenen bir akademisyenden, Konya'ya yolu düşen yas dolu genç bir kadından. Kimi zaman kalbinin çağrısına uyup kilometrelerce uzaktan gelen bir yabancıdan, kimi zaman onun yanında yöresinde yıllarını vermiş bir dergâh yoldaşından…

Lakin dört ana selamdan ve her birinde yedi ayrı anlatıdan oluşan Gerçeğin Güzel Huyu, içeriğindeki pek çok tarihî karakterle, ilahi aşkın pusulasında tek bir merkeze yüzünü çeviriyor, onun gönlüne akıyor: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî. “O'na en yakın olduğumuz an, bir bulut gibi kendimizi yitirdiğimiz andı. O şiveyi işittiğimiz yer… O'nu duyduğumuzda hareketleniyor, bir elimizi göğe yükseltiyor, diğerini yere yöneltiyor; sağdan sola, kalbimize doğru dönüyorduk. Bilmeyenin seması, doğallıktı. Bağlıların seması, gerçeğe ulaşma çabasıydı. Erenlerin seması, O'nun güzelliklerini görmekti. Bilgelerin seması sadece seyirdi. Gerçeğin güzel huyunu tatmış olanların seması ise şeylerin içyüzünü görmekti. O'nu dinliyor, O'nunla dönüyor, sadece O'nu görüyordu.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat