#smrgKİTABEVİ Göç Kent ve Uyum : Yükseköğrenimde Göçmenler - 2022
Editör:
Kamuran Gökdağ, Sıtkı Karadeniz, Nazmi Çiçek
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786051969152
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
258 s.
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
168,00
Havale/EFT ile:
162,96
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199207867
594295
https://www.simurgkitabevi.com/goc-kent-ve-uyum-yuksekogrenimde-gocmenler-2022
Göç Kent ve Uyum : Yükseköğrenimde Göçmenler - 2022 #smrgKİTABEVİ
168.00
Bir yanda, sadece son birkaç on yılda yüz milyonu aşkın insan, ya terk ederek ya da zorla çıkarılarak, evlerinden ayrılmak ve bilmedikleri ama "kurtuluş imgesi" olarak gördükleri bir dünyaya doğru yollara düşüyor. Daha evlerinden çıkamadan ölenler, yollarda ölenler, vardıkları yerlerde ölenlerin sayısı bile bu değişimin ıstırabı olarak yeterlidir. Diğer taraftan, özellikle batıda yükselen milliyetçilikler, yabancı düşmanlığı, islamofobi gibi eğilimler, bu göç hareketlerinin veya yeni durumun zihinlerinde bıraktığı soru ya da sorun yumakları eşliğinde, kaybolmakta olan homojenliklerinin ya da üstünlük vehimlerinin son bulmasına duyulan öfkenin, üzüntünün dışavurumu olarak okunabilir. Bu, geri dönüşü olmayan ve engellenemeyecek olan geleceğin ayak izleridir. Buna direnmek yerine, onu nasıl hepimiz için daha az zaiyatla karşılayacağımızın, hepimiz için mümkün bir geleceğin tasavvurlarını üretmenin yollarını aramalıyız. Dolayısıyla asıl ıstırabı yeni bir rahimde tutunmaya çalışanlar daha çok yaşarken, imtihanı da ona ev sahipliği yapanlar yaşıyor. Bu ev sahiplerinden biri de biziz ve birlikte yaşadığımız ve yaşayacağımız yeni komşularımız, arkadaşlarımız, hocalarımız, öğrencilerimiz, işverenimiz, çalışanımız ve akrabalarımızla eşit ve adilce birarada yaşayabileceğimiz bir dünyayı, yine birlikte inşa etmek durumundayız
Bir yanda, sadece son birkaç on yılda yüz milyonu aşkın insan, ya terk ederek ya da zorla çıkarılarak, evlerinden ayrılmak ve bilmedikleri ama "kurtuluş imgesi" olarak gördükleri bir dünyaya doğru yollara düşüyor. Daha evlerinden çıkamadan ölenler, yollarda ölenler, vardıkları yerlerde ölenlerin sayısı bile bu değişimin ıstırabı olarak yeterlidir. Diğer taraftan, özellikle batıda yükselen milliyetçilikler, yabancı düşmanlığı, islamofobi gibi eğilimler, bu göç hareketlerinin veya yeni durumun zihinlerinde bıraktığı soru ya da sorun yumakları eşliğinde, kaybolmakta olan homojenliklerinin ya da üstünlük vehimlerinin son bulmasına duyulan öfkenin, üzüntünün dışavurumu olarak okunabilir. Bu, geri dönüşü olmayan ve engellenemeyecek olan geleceğin ayak izleridir. Buna direnmek yerine, onu nasıl hepimiz için daha az zaiyatla karşılayacağımızın, hepimiz için mümkün bir geleceğin tasavvurlarını üretmenin yollarını aramalıyız. Dolayısıyla asıl ıstırabı yeni bir rahimde tutunmaya çalışanlar daha çok yaşarken, imtihanı da ona ev sahipliği yapanlar yaşıyor. Bu ev sahiplerinden biri de biziz ve birlikte yaşadığımız ve yaşayacağımız yeni komşularımız, arkadaşlarımız, hocalarımız, öğrencilerimiz, işverenimiz, çalışanımız ve akrabalarımızla eşit ve adilce birarada yaşayabileceğimiz bir dünyayı, yine birlikte inşa etmek durumundayız
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.