#smrgKİTABEVİ Gögi Yumruklayanlar: Artvin - Şavşat - Veliköye'de Devrimci Mücadele - 2024
Editör:
Recep S. Tatar
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Pelin Ofset
ISBN-10:
6054554942
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
228
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
168,75
Havale/EFT ile:
163,69
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199233729
620660
https://www.simurgkitabevi.com/gogi-yumruklayanlar-artvin-savsat-velikoyede-devrimci-mucadele-2024
Gögi Yumruklayanlar: Artvin - Şavşat - Veliköye'de Devrimci Mücadele - 2024 #smrgKİTABEVİ
168.75
Sığınakta kapıyı döven silah sesleriyle uyandık. Mermiler değdikçe kapı havalanıyordu. Sığınağın içinde olan bizler, bomba atmadıkları sürece mermilerin sığınağa bir şey yapamayacağını biliyorduk. Hepimiz şaşkınlık içindeydik. Direkt olarak kapıya ateş ettiklerine göre bu operasyonun sıradan bir operasyon olmadığını anladık. Asteğmen, “Teslim olun içerde olduğunuzu biliyoruz. Şimdilik bomba atmıyoruz. Teslim olmazsanız Şavşat'tan gelecek komutan Mustafa Eken, bu kadar beklemez bombalayarak hepinizi öldürür” diye megafondan sesleniyordu.
Asteğmenin sesini hepimiz duyuyorduk. Ensar, ateşin kesildiği asteğmenin konuştuğu anda dışarı baktı ve içeri çekilerek, “Bizim dediğimiz taşı tutmuşlar, ya teslim olacağız ya çatışıp öleceğiz. Bu konuda bir karar vermemiz gerekiyor” dedi. Sığınakta hepimiz görüşlerimizi belirttik. Ağırlıklı görüş ölüm değil, yaşam yönünde çıktı. Sığınağa operasyon yapılmadan bir gün önce Yüksel ile köyden biraz et, patates ve yiyecek getirmiştik. Neşe onları tencerede pişirmişti, Pınarlı'dan gelecek grupla beraber yemek için onları bekliyorduk. Sığınağa ölüm sessizliği çökmüştü. Silah sesleri ve arada asteğmenin sesi geliyordu.
Neşe tencerenin kapağını açtı, teslim olmanın o andaki moralsizliği ve sığınaktaki sessizliği bozmak adına, “Gelin çabukça şu yemeği yiyelim. Bari aç aç yakalanmayalım” dedi.
Asteğmenin sesini hepimiz duyuyorduk. Ensar, ateşin kesildiği asteğmenin konuştuğu anda dışarı baktı ve içeri çekilerek, “Bizim dediğimiz taşı tutmuşlar, ya teslim olacağız ya çatışıp öleceğiz. Bu konuda bir karar vermemiz gerekiyor” dedi. Sığınakta hepimiz görüşlerimizi belirttik. Ağırlıklı görüş ölüm değil, yaşam yönünde çıktı. Sığınağa operasyon yapılmadan bir gün önce Yüksel ile köyden biraz et, patates ve yiyecek getirmiştik. Neşe onları tencerede pişirmişti, Pınarlı'dan gelecek grupla beraber yemek için onları bekliyorduk. Sığınağa ölüm sessizliği çökmüştü. Silah sesleri ve arada asteğmenin sesi geliyordu.
Neşe tencerenin kapağını açtı, teslim olmanın o andaki moralsizliği ve sığınaktaki sessizliği bozmak adına, “Gelin çabukça şu yemeği yiyelim. Bari aç aç yakalanmayalım” dedi.
Sığınakta kapıyı döven silah sesleriyle uyandık. Mermiler değdikçe kapı havalanıyordu. Sığınağın içinde olan bizler, bomba atmadıkları sürece mermilerin sığınağa bir şey yapamayacağını biliyorduk. Hepimiz şaşkınlık içindeydik. Direkt olarak kapıya ateş ettiklerine göre bu operasyonun sıradan bir operasyon olmadığını anladık. Asteğmen, “Teslim olun içerde olduğunuzu biliyoruz. Şimdilik bomba atmıyoruz. Teslim olmazsanız Şavşat'tan gelecek komutan Mustafa Eken, bu kadar beklemez bombalayarak hepinizi öldürür” diye megafondan sesleniyordu.
Asteğmenin sesini hepimiz duyuyorduk. Ensar, ateşin kesildiği asteğmenin konuştuğu anda dışarı baktı ve içeri çekilerek, “Bizim dediğimiz taşı tutmuşlar, ya teslim olacağız ya çatışıp öleceğiz. Bu konuda bir karar vermemiz gerekiyor” dedi. Sığınakta hepimiz görüşlerimizi belirttik. Ağırlıklı görüş ölüm değil, yaşam yönünde çıktı. Sığınağa operasyon yapılmadan bir gün önce Yüksel ile köyden biraz et, patates ve yiyecek getirmiştik. Neşe onları tencerede pişirmişti, Pınarlı'dan gelecek grupla beraber yemek için onları bekliyorduk. Sığınağa ölüm sessizliği çökmüştü. Silah sesleri ve arada asteğmenin sesi geliyordu.
Neşe tencerenin kapağını açtı, teslim olmanın o andaki moralsizliği ve sığınaktaki sessizliği bozmak adına, “Gelin çabukça şu yemeği yiyelim. Bari aç aç yakalanmayalım” dedi.
Asteğmenin sesini hepimiz duyuyorduk. Ensar, ateşin kesildiği asteğmenin konuştuğu anda dışarı baktı ve içeri çekilerek, “Bizim dediğimiz taşı tutmuşlar, ya teslim olacağız ya çatışıp öleceğiz. Bu konuda bir karar vermemiz gerekiyor” dedi. Sığınakta hepimiz görüşlerimizi belirttik. Ağırlıklı görüş ölüm değil, yaşam yönünde çıktı. Sığınağa operasyon yapılmadan bir gün önce Yüksel ile köyden biraz et, patates ve yiyecek getirmiştik. Neşe onları tencerede pişirmişti, Pınarlı'dan gelecek grupla beraber yemek için onları bekliyorduk. Sığınağa ölüm sessizliği çökmüştü. Silah sesleri ve arada asteğmenin sesi geliyordu.
Neşe tencerenin kapağını açtı, teslim olmanın o andaki moralsizliği ve sığınaktaki sessizliği bozmak adına, “Gelin çabukça şu yemeği yiyelim. Bari aç aç yakalanmayalım” dedi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.