Edebi tadının yanında, bu 50 yıllık dönemde Borges'in değişimini ve değişmeyen ''dil''ini görmek için bir ''yaşamöyküsü belgeseli''. Sondaki ayrıntılı bibliyografya ve yazarın Türkçeye çevrilen eserlerinin dökümü, kitabın belgesel boyutunu zenginleştiriyor.
Yakın olan her şeyin uzaklaştığı doğrudur. Günbatımında, en yakınımızdaki şeyler gözlerimizden uzaklaşmaya başlarlar, görünen dünyanın benim gözlerimden uzaklaştığı gibi, belki de sonsuza dek.
Kör olmanın kolaylıkları da vardır. Ben kimi armağanları gölgeye borçluyum. Anglosakson dilini, Eski İzlandaca'nın önbilgilerini, birçok cümlenin, birçok dizenin, birçok şiirin verdiği keyfi ve sanki meydan okurmuş gibi, biraz iki yüzlülükle, Gölgeye övgü adını verdiğim bir kitap yazmış olmanın sevincini. Tanrı'nın acı alayı, bana kitaplarla birlikte geceyi armağan etmesiydi, yalnızca düşler kitaplığında, tan sökümlerinin bağışladığı anlamsız paragrafları okuyabilecek ışıksız gözleri bu kitaplar kentine vermesiydi. Amaçsız adımlarla, yüksek ve derin kör bir kitaplığını arşınlıyorum.
Atlaslar ve ansiklopediler, Doğu ve Batı, yüzyıllar ve hanedanlar, simgeler ve dünyalar, neler sunuyor bu duvarlar! Ama boşuna. Karanlıkta ağır ağır, kararsız bastonumla anlamdan yoksun yarıgölgeyi araştırıyorum, Cennet'i bir kitaplık biçiminde düşleyen ben.
Edebi tadının yanında, bu 50 yıllık dönemde Borges'in değişimini ve değişmeyen ''dil''ini görmek için bir ''yaşamöyküsü belgeseli''. Sondaki ayrıntılı bibliyografya ve yazarın Türkçeye çevrilen eserlerinin dökümü, kitabın belgesel boyutunu zenginleştiriyor.
Yakın olan her şeyin uzaklaştığı doğrudur. Günbatımında, en yakınımızdaki şeyler gözlerimizden uzaklaşmaya başlarlar, görünen dünyanın benim gözlerimden uzaklaştığı gibi, belki de sonsuza dek.
Kör olmanın kolaylıkları da vardır. Ben kimi armağanları gölgeye borçluyum. Anglosakson dilini, Eski İzlandaca'nın önbilgilerini, birçok cümlenin, birçok dizenin, birçok şiirin verdiği keyfi ve sanki meydan okurmuş gibi, biraz iki yüzlülükle, Gölgeye övgü adını verdiğim bir kitap yazmış olmanın sevincini. Tanrı'nın acı alayı, bana kitaplarla birlikte geceyi armağan etmesiydi, yalnızca düşler kitaplığında, tan sökümlerinin bağışladığı anlamsız paragrafları okuyabilecek ışıksız gözleri bu kitaplar kentine vermesiydi. Amaçsız adımlarla, yüksek ve derin kör bir kitaplığını arşınlıyorum.
Atlaslar ve ansiklopediler, Doğu ve Batı, yüzyıllar ve hanedanlar, simgeler ve dünyalar, neler sunuyor bu duvarlar! Ama boşuna. Karanlıkta ağır ağır, kararsız bastonumla anlamdan yoksun yarıgölgeyi araştırıyorum, Cennet'i bir kitaplık biçiminde düşleyen ben.