#smrgKİTABEVİ Görkemli Unutuş - Toplumsal Belleğin Kıvrımlarında Dumlupınar Faciası - 2023

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256885011
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199212161
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
198
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
120,00
Havale/EFT ile: 116,40
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199212161
598677
Görkemli Unutuş - Toplumsal Belleğin Kıvrımlarında Dumlupınar Faciası -        2023
Görkemli Unutuş - Toplumsal Belleğin Kıvrımlarında Dumlupınar Faciası - 2023 #smrgKİTABEVİ
120.00
Toplumsal bellek üzerine düşünmede, Türkiye'deki genel eğilim, ya resmi tezlerin sildiği gölgede kalmış tarihsel olaylar ve bakış açılarının önemini vurgulamaya ya da neredeyse genetik olduğu varsayılan unutma defosunun zararlarını irdeleme yönündedir. Özellikle birincisinde doğruluk payı yüksek olmakla birlikte, toplumsal unutmanın çok gözler önünde ama tam bu nedenle farkedilmeyen bir başka özelliği gözden kaçırılmaktadır. Tarihsel gerçekliğin toplumsal yeniden inşasında resmi tarih tezlerinin genelgeçer, güçlü, yapılandırıcı bir etkisi olduğu varsayılır. Bu yaklaşım, kuşkusuz doğrudur; ancak, yine de bir tartışılmayan a priori'den hakeket eder: İnşa edilen tarih tahayyülünün aynen, istendiği gibi, bütünüyle ve içerdiği ideolojik bağlamı tam olarak yeniden üreterek ulusal atıfların neler olduğunu sürekli hatırlattığı varsayılır. Oysa, toplumsal boyutta unutmanın görünmeyen bir nedeni daha vardır: Resmi tezler, çok fazla yinelendikleri, şematikleştirildikleri, fazla heryerdemevcut oldukları ve hepsinden önemlisi hep bir hamâset söyleminin kaba yükünü fazlaca içererek toplumsala eklemlenmektedirler; bu da onların, sanılanın aksine hatırlamayı değil, unutmayı kurumsallaştırdıklarına işarettir; zira, onca kutsanan tarihsel olay, o kutsayıcı söylemin kendisi tarafından abartılı bir retorik kabuğuna indirgenir. Geriye grotesk bir hatırlayış yanılsaması içindeki görkemli unutuş kalır. Bu kitap, bu sorunu kapsamlı olarak irdeleyen bir kuram metni değildir; ancak, monografik boyutta ve çok mütevazı bir ölçekte görkemli unutuşun varlığına dikkat çekmeye yönelik bir ilk adım girişimidir.
Toplumsal bellek üzerine düşünmede, Türkiye'deki genel eğilim, ya resmi tezlerin sildiği gölgede kalmış tarihsel olaylar ve bakış açılarının önemini vurgulamaya ya da neredeyse genetik olduğu varsayılan unutma defosunun zararlarını irdeleme yönündedir. Özellikle birincisinde doğruluk payı yüksek olmakla birlikte, toplumsal unutmanın çok gözler önünde ama tam bu nedenle farkedilmeyen bir başka özelliği gözden kaçırılmaktadır. Tarihsel gerçekliğin toplumsal yeniden inşasında resmi tarih tezlerinin genelgeçer, güçlü, yapılandırıcı bir etkisi olduğu varsayılır. Bu yaklaşım, kuşkusuz doğrudur; ancak, yine de bir tartışılmayan a priori'den hakeket eder: İnşa edilen tarih tahayyülünün aynen, istendiği gibi, bütünüyle ve içerdiği ideolojik bağlamı tam olarak yeniden üreterek ulusal atıfların neler olduğunu sürekli hatırlattığı varsayılır. Oysa, toplumsal boyutta unutmanın görünmeyen bir nedeni daha vardır: Resmi tezler, çok fazla yinelendikleri, şematikleştirildikleri, fazla heryerdemevcut oldukları ve hepsinden önemlisi hep bir hamâset söyleminin kaba yükünü fazlaca içererek toplumsala eklemlenmektedirler; bu da onların, sanılanın aksine hatırlamayı değil, unutmayı kurumsallaştırdıklarına işarettir; zira, onca kutsanan tarihsel olay, o kutsayıcı söylemin kendisi tarafından abartılı bir retorik kabuğuna indirgenir. Geriye grotesk bir hatırlayış yanılsaması içindeki görkemli unutuş kalır. Bu kitap, bu sorunu kapsamlı olarak irdeleyen bir kuram metni değildir; ancak, monografik boyutta ve çok mütevazı bir ölçekte görkemli unutuşun varlığına dikkat çekmeye yönelik bir ilk adım girişimidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat