#smrgKİTABEVİ Görüyoruz Duyuyoruz - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Yaylacık Matbaası
ISBN-10:
6053163909
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
336
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
190,28
Havale/EFT ile:
184,57
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199229257
616396
https://www.simurgkitabevi.com/goruyoruz-duyuyoruz-2024
Görüyoruz Duyuyoruz - 2024 #smrgKİTABEVİ
190.28
Sabiha Sertel 1919'da başlayan ve 4 Aralık 1945'teki Tan Baskını'yla zorla sona erdirilen gazetecilik kariyeri boyunca, yurt içinde devletlu çevrelerle sermaye temsilcilerinin hem aleni hem de örtülü baskılarına maruz kalmış, hatta yurt dışında da bizzat Goebbels başta olmak üzere faşist yöneticilerin asabını bozmayı başarabilmiş cesur bir yazar. Günümüzde de bu yönüyle hâlâ saygıyla anılıyor ama bunca yankı yaratmış yazılarının çoğuna ulaşılamadığı için kamusal bir entelektüel olarak sergilediği olağanüstü performans hakkıyla değerlendirilebilmiş değil.
1929-1945 arasında yazdığı binlerce yazı arasından Tuncay Birkan'ın yaptığı bu seçki, okurlara Sertel'i daha yakından tanıma olanağı sunma umuduyla hazırlandı. Türk basınına hiç hoş karşılanmayan yepyeni bir âdet getirerek, hemen hiçbir örgütlenme hakkı tanınmayan kamu adına, hiçbir sosyal güvencesi olmayan işçi ve köylüler adına devletten tok bir dille hesap soran Sabiha Sertel'in yazdıklarının, örgütsüzlüğün zirveye ulaştığı, sosyal güvencelerimizin tek tek elimizden alındığı günümüzde özel bir güncellik kazandığı açık. Bir yandan faşizmin Türkiye'ye sızma planlarını her aşamada deşifre edip, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş boyunca kamuoyunu faşizm ve emperyalizm karşısında teyakkuza çağırırken, bir yandan da dönemin “yerli ve milli”ci çevrelerine karşı defalarca bilgi ve kültürün enternasyonalizmini savunması da bu güncellik dozunu artırıyor. Okurlarımız, bu yazıları okuduktan sonra Sertel'i sadece saygı duyulası tarihsel bir figür değil, sevecekleri, kalemi sahiden kuvvetli bir yazar olarak da görecekler.
1929-1945 arasında yazdığı binlerce yazı arasından Tuncay Birkan'ın yaptığı bu seçki, okurlara Sertel'i daha yakından tanıma olanağı sunma umuduyla hazırlandı. Türk basınına hiç hoş karşılanmayan yepyeni bir âdet getirerek, hemen hiçbir örgütlenme hakkı tanınmayan kamu adına, hiçbir sosyal güvencesi olmayan işçi ve köylüler adına devletten tok bir dille hesap soran Sabiha Sertel'in yazdıklarının, örgütsüzlüğün zirveye ulaştığı, sosyal güvencelerimizin tek tek elimizden alındığı günümüzde özel bir güncellik kazandığı açık. Bir yandan faşizmin Türkiye'ye sızma planlarını her aşamada deşifre edip, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş boyunca kamuoyunu faşizm ve emperyalizm karşısında teyakkuza çağırırken, bir yandan da dönemin “yerli ve milli”ci çevrelerine karşı defalarca bilgi ve kültürün enternasyonalizmini savunması da bu güncellik dozunu artırıyor. Okurlarımız, bu yazıları okuduktan sonra Sertel'i sadece saygı duyulası tarihsel bir figür değil, sevecekleri, kalemi sahiden kuvvetli bir yazar olarak da görecekler.
Sabiha Sertel 1919'da başlayan ve 4 Aralık 1945'teki Tan Baskını'yla zorla sona erdirilen gazetecilik kariyeri boyunca, yurt içinde devletlu çevrelerle sermaye temsilcilerinin hem aleni hem de örtülü baskılarına maruz kalmış, hatta yurt dışında da bizzat Goebbels başta olmak üzere faşist yöneticilerin asabını bozmayı başarabilmiş cesur bir yazar. Günümüzde de bu yönüyle hâlâ saygıyla anılıyor ama bunca yankı yaratmış yazılarının çoğuna ulaşılamadığı için kamusal bir entelektüel olarak sergilediği olağanüstü performans hakkıyla değerlendirilebilmiş değil.
1929-1945 arasında yazdığı binlerce yazı arasından Tuncay Birkan'ın yaptığı bu seçki, okurlara Sertel'i daha yakından tanıma olanağı sunma umuduyla hazırlandı. Türk basınına hiç hoş karşılanmayan yepyeni bir âdet getirerek, hemen hiçbir örgütlenme hakkı tanınmayan kamu adına, hiçbir sosyal güvencesi olmayan işçi ve köylüler adına devletten tok bir dille hesap soran Sabiha Sertel'in yazdıklarının, örgütsüzlüğün zirveye ulaştığı, sosyal güvencelerimizin tek tek elimizden alındığı günümüzde özel bir güncellik kazandığı açık. Bir yandan faşizmin Türkiye'ye sızma planlarını her aşamada deşifre edip, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş boyunca kamuoyunu faşizm ve emperyalizm karşısında teyakkuza çağırırken, bir yandan da dönemin “yerli ve milli”ci çevrelerine karşı defalarca bilgi ve kültürün enternasyonalizmini savunması da bu güncellik dozunu artırıyor. Okurlarımız, bu yazıları okuduktan sonra Sertel'i sadece saygı duyulası tarihsel bir figür değil, sevecekleri, kalemi sahiden kuvvetli bir yazar olarak da görecekler.
1929-1945 arasında yazdığı binlerce yazı arasından Tuncay Birkan'ın yaptığı bu seçki, okurlara Sertel'i daha yakından tanıma olanağı sunma umuduyla hazırlandı. Türk basınına hiç hoş karşılanmayan yepyeni bir âdet getirerek, hemen hiçbir örgütlenme hakkı tanınmayan kamu adına, hiçbir sosyal güvencesi olmayan işçi ve köylüler adına devletten tok bir dille hesap soran Sabiha Sertel'in yazdıklarının, örgütsüzlüğün zirveye ulaştığı, sosyal güvencelerimizin tek tek elimizden alındığı günümüzde özel bir güncellik kazandığı açık. Bir yandan faşizmin Türkiye'ye sızma planlarını her aşamada deşifre edip, İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş boyunca kamuoyunu faşizm ve emperyalizm karşısında teyakkuza çağırırken, bir yandan da dönemin “yerli ve milli”ci çevrelerine karşı defalarca bilgi ve kültürün enternasyonalizmini savunması da bu güncellik dozunu artırıyor. Okurlarımız, bu yazıları okuduktan sonra Sertel'i sadece saygı duyulası tarihsel bir figür değil, sevecekleri, kalemi sahiden kuvvetli bir yazar olarak da görecekler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.