Gradiva, hem psikanalitik bir incelemeye tabi tutulan ilk edebiyat yapıtı, hem de birçok sanatçının esin kaynağı olarak bir mit haline gelmiştir. 1902'de Neue Freie Presse adlı Viyana gazetesinde tefrika edilen novella, Freud'un 1907 tarihli incelemesi Jensen'ın Gradiva'sında Hezeyan ve Düşler'e esin vermişti. Antikçağdan kalma bir rölyefi saplantı haline getiren genç arkeoloğun hikâyesi Freud'un çok ilgisini çekmiş, yapıtı adeta bir psikiyatrik vaka gibi incelemişti. Zira Freud parçalı bir geçmişten gün yüzüne çıkardıklarıyla anlamı yeniden inşa etme çabasında, arkeolojiyi psikanaliz için bir metafor olarak görüyor, kendisinin de aynı kazı çalışmasını insan zihninde yaptığını düşünüyordu. Bu incelemeyi kaleme aldıktan birkaç ay sonra Roma'yı ziyaret ettiğinde, rölyefi görmek üzere Vatikan Müzesi'ne gitmiş ve tıpkı Jensen'ın karakteri gibi bir kopyasını edinip Viyana'daki çalışma odasına asmıştı. Mitoloji, psikanaliz ve düşlerin kesiştiği noktada duran Gradiva, Salvador Dali, André Masson, Marcel Duchamp gibi sürrealistlerin de esin perisi haline geldi. André Breton 1937'de Paris'te açtığı galeriye Gradiva adını vermişti. Sürrealistler için Gradiva düşlerin ve çılgın aşkın gizemini temsil ediyordu.
WILHELM HERMANN JENSEN (1837-1911): Yazar ve şair Jensen, Almanya'nın kuzeyindeki Schleswig-Holstein eyaletinin Heiligenhafen kentinde dünyaya geldi. 1856'da Kiel Üniversitesi'nde başladığı tıp eğitimini, Würzburg, Jena ve Breslau üniversitelerinde sürdürdü. Ancak daha sonra yazarlık kariyeri için doktorluk mesleğini bıraktı. 1865'te gazeteci ve yazar Johann August Moritz Brühl'ün kızı Marie Brühl ile evlendi. Yüz elliden fazla eser yayımlamış verimli bir yazardır. Bilinen eserleri arasında Karin von Schweden (1878; İsveçli Karin), Die Pfeifer von Dusenbach, Eine Geschichte aus dem Elsass (1884; Dusenbach'lı Gaydacılar, Bir Alsace Hikâyesi), Götz und Gisela (1886; Götz ve Gisela), Der Schwarzwald (1892; Kara Orman), Heimkunft (1894; Eve Dönüş), Aus den Tagen der Hansa (1885; Hansa Günlerinden) sayılabilir.