Bütün öyküleri yazıp tüketti, bir kendi öyküsü kaldı içerde. 50'li yıllardan genç bir şair, kendini uzun yolculuğuna, zor zamanların ağusuyla sınayarak hazırlamaktadır. Direngen bir kararlılık, derin tutkularıyla, neden sonra bilgeleşecek bir ruhun içten dışa bakışıyla; ötekini- başkayı hal tercümesiyle kendi duyuşuna katarak. Yıllar sonra kendisi için hangi bağa diksem yabancı, diyecek Gülten Akın'dır o. Dünyada bir varlık olarak, yerini yabancılamanın ağırlığıyla dışarıyla bağ kurarken içinden süzdükleriyle taklit edilemez bir ses bulmuş, ülkeyi, gezegeni, evreni o sesle genişletmiştir. Gülten biyografisi ile Akın'ın yaşamı başka bir şair-Asuman Susam- gözünden yeniden bir anlatıya dönüştürüldü.
Akın'ın yaşamı ve şiiri, bireyin ve toplumun siyasal, toplumsal, kültürel değişimini, sıçrayış ve kırılmalarını, insanlar arası ilişkilerdeki yozluk, yabancılaşma, yalnızlık hastalıklarını; umut, özlem ve mücadele alanlarını yansıtan bir tanıklıktır. Genç kadın şairden bilge bir kadına dönüşen Gülten'in benliğini kurmasının, erginlenme, dönüşme öyküsüdür de. Şiiri, Cumhuriyet tarihinin bir şair gözünden yeniden inşasıdır. Bunun için Gülten Akın Türkiye'dir, demek bir aşırılık olmayacaktır. Yaşadığı toplumun kolektif bilinciyle şairin hafızasındaki kesişmeler, ayrılıklar, kişiler arası ilişkiler; sevgiliyle, çocuklar- torunlarla, dostlar, arkadaşlar, yabancılarla konuşkan bir yalnızlıkta yaşananlar, olan bitenler nelerdir? Bu kitap, yaşanılan bir hayattan anlatılan bir hayata ağlar örerek, yaşamı ve şiir yolculuğu iç içe olan Gülten Akın'a yaklaşma, onunla yakınlaşma çabasıdır.